Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.

Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması Nedir?

Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma, eşlerden biri tarafından gerçekleştirilen herhangi bir kusurlu davranıştan ötürü diğer eş bakımından ortak hayatın çekilmez hale geldiği durumlarda açılan boşanma davasıdır. Bu boşanma davası, “şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma” olarak da bilinmektedir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası, genel boşanma nedenlerinin başında gelmektedir. Eşler arasında ortaya çıkabilecek geçimsizliklerin ortak hayatın devam edilemez hale gelmesine neden olması durumunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür. Bu boşanma nedeninde, davalı eş tarafından gerçekleştirilen davranışların boşanmaya neden olacak ağırlıkta ve özellikte olması gerekir. Davacının, boşanma neden olayın varlığını ve bu olayın boşanmaya neden olacak kadar evlilik birliğini temelden sarstığını ispat etmesi gerekir.

Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma, Medeni Kanun’un 166. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.

Medeni Kanun 166 – Evlilik Birliğinin Sarsılması

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evliliğin Temelinden Sarsılması Şartları

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir;

– Eşlerden biri, “kusurlu” davranışlarda bulunmalıdır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası, kusura dayalı bir boşanma nedenidir. Bu sebeple boşanmaya karar verilebilmesi için kusurun varlığının ispat edilmesi şarttır. Bir eşin bilerek ve sonuçlarını öngörerek yaptığı olumsuz davranışlarda kusurlu olduğu kabul edilir. Örneğin eşine şiddet uygulamak, eşini aldatmak, ailesine karşı yalnız bırakmak ve benzeri davranışların varlığı halinde kusurlu davranışlardan bahsetmek mümkündür.

Pek çok davranışın kusur olarak kabul edilmesi mümkündür. Ancak eşlerden birinin iradi olmayan davranışları kusur olarak değerlendirilemez. Örneğin eşlerden birinin uyku esnasında veya bir ilacın etkisinde sarf ettiği sözler hakaret boyutunda olsa dahi kusurlu davranış olarak kabul edilmez. Yine benzer şekilde eşler arasındaki yaş farkının olması, ırk ve siyasi görüş farklılıklarının bulunması boşanmaya neden olmaz. Eşlerin yaşadığı sağlık sorunları veya bir eşin trafik kazası geçirmiş olması gibi nedenler de kusur olarak değerlendirilemez. Bu tür durumlar eşin kendi iradi davranışından söz edilemez.

– Ortak hayat “çekilmez” hale gelmiş olmalıdır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için eşlerden biri tarafından gerçekleştirilen kusurlu davranışın ortak yaşamı çekilmez hale getirecek ağırlıkta olması gerekir. Dolayısıyla eşler tarafından gerçekleştirilen her türlü davranış değil; belirli bir ağırlığı olan davranışlar boşanmaya neden olur. Davranışların, ortak hayatın çekilmez hale getirip getirmeyeceği ise her olayın özelinde ayrıca değerlendirilmelidir.

Evliliğin Temelinde Sarsılması Nedenleri

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davaları, genel boşanma nedenlerinden biridir. Bu sebeple eşler tarafından gerçekleştirilen her türlü davranış, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilir. Bu nedenle boşanmaya karar verilmesinin başlıca sebepleri ise şunlardır:

– Fiziksel Şiddet

Eşlerden birinin diğerinin bedensel bütünlüğüne zarar verecek her türlü kasıtlı eylemi boşanma nedenidir. Eşlerden birinin diğerine yumruk atması, saçını çekmesi, kollarını tırnaklaması, bıçakla yaralaması, ısırması gibi eylemlerin tamamı fiziksel şiddet olarak değerlendirilmektedir.

Fiziksel şiddet eylemleri gerçekleştiren eş aleyhine, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür. Bu davranışlar, hem kusurlu davranış olarak kabul edilmekte hem de ortak hayatı çekilmez hale getireceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu eylemlerin varlığının ispat edilmesi durumunda boşanmaya karar verilir.

Fiziksel şiddete maruz kalan eşin uzaklaştırma kararı aldırması da mümkündür.

– Psikolojik Şiddet

Psikolojik şiddet, eşlerden birinin diğerinin kişiliği, onuru, toplumsal saygınlığı gibi manevi değerleri üzerinden gerçekleştirdiği şiddet eylemleridir. Eşlerden birinin diğerine bağırması, hakaret etmesi, aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunması psikolojik şiddettir.

Psikolojik şiddet eylemlerini, bilerek ve isteyerek gerçekleştiren eş kusurlu kabul edilir. Bu kusurlu davranışları gerçekleştiren eş aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür.

– Ekonomik Şiddet

Ekonomik şiddet, psikolojik şiddetin bir alt türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Eşlerden birinin, aşırı borçlanması, haber vermeden kredi çekmesi, kumar oynaması, hiçbir sağlık sorunu olmamasına rağmen çalışmaktan kaçınması, diğer eşin çalışmasını yasaklaması, zorla çalıştırması, kazancını elinden alması, evin giderlerini karşılamaması, evin kirasını ödememesi, cimrilik yapması, haber vermeden bir malı satması, kazancını saklaması, haber vermeden eşinin parasını alması gibi durumlar ekonomik şiddet olarak kabul edilmektedir. Bu tür durumlarda da evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılması mümkündür.

– Cinsel Şiddet

Eşlerden birinin, cinsel birliktelikten kaçınması, cinsel ilişki kurulması için gereken tedaviden kaçınması, doğal olmayan cinsel birlikteliğe zorlaması, cinsel sapkınlıkta bulunulması, cinsel içerikli görseller ve videolar izlemesi, başka biriyle sarılması, öpüşmesi, sevgili gibi hayat yaşaması, iletişim araçlarıyla başka biriyle görüşmesi, başkalarına kendini bekar olarak tanıtması, evlilik dışı çocuk sahibi olması, eve başkasını alması, başkalarıyla olan cinsel ilişkisini anlatması, eşinin yatak odası görüntülerini yayınlaması, eşini pazarlamaya kalkışması gibi durumlar cinsel şiddet olarak kabul edilmektedir. Bu tür durumlarda da evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir.

Avukat Yaşar Öksüz’ün Milliyet’te yayınlanan yazılarını buradan okuyabilirsiniz.

Hangi Hallerde Dava Açma Hakkı Düşer?

Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davaları bakımından kanunda dava açma hakkının düştüğü özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak eşlerin daha önce yaşanan hadiselerde birbirlerini hoşgörerek evliliklerine devam ettiği durumlarda dava açma hakkının düştüğü kabul edilmektedir. Örneğin eşlerden birinin diğerine hakarette bulunmasına rağmen, hakarete maruz kalan eşin evliliğine yıllarca devam etmesi durumunda geçmişte yaşanan bu olayı hoşgördüğü kabul edilir.

Benzer şekilde tarafların tatillere gitmiş olmaları, çocuk sahibi olmaları ve benzeri şekillerde evliliklerini devam ettirdiği açıkça ortaya koyan olayların varlığı halinde dava hakkı düşecektir. Bu tür durumlarla karşı karşıya kalmamak için boşanma avukatından hukuki destek almak gerekir.

Şiddetli Geçimsizlik Davasına İtiraz

Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında davalı eş, itiraz edebilir. Bu itirazın yapılmasında diğer eşin daha kusurlu olduğunu ve evliliğin devam edebilme imkanının bulunduğunun ispat edilmesi gerekir. Ancak bu tür durumlarda itiraz eden eşin, yapmış olduğu itirazın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmaması gerekir. Evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ortada olmasına rağmen karşı tarafı bezdirmek veya davayı uzatmak için itiraz ediliyorsa kanundan kaynaklanan hak kötüye kullanılmış sayılır. Bu tür durumlarda itiraz kabul edilmeyecektir.

Davalı eş tarafından yapılan itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse boşanmaya karar verilebilir. Bu durumda evlilik birliğinin devamında eşler ve müşterek çocuklar bakımından korunmaya değer gerçek bir menfaat olup olmadığı araştırılır. Bu hususlar boşanma davasına bakan hakim tarafından tüm deliller toplandıktan sonra davanın sonunda yapılacak değerlendirme ile karara bağlanır.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma Sonuçları

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmaya karar verilmesi durumunda bu kararın pek çok sonucu bulunmaktadır. Bu sonuçlardan en önemlileri şu şekildedir;

Çocuk Velayeti

Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsiline dair anne ve babaya tanınan haklar bütünüdür. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmaya karar verilmesi durumunda hakim, velayet konusunda karar vermek zorundadır. Velayetinin hangi eşe verileceği, çocuğun üstün yararı gözetilerek karara bağlanır. Velayet kendisinde olmayan eşin çocukla mahkemenin belirlediği belli zamanlarda kişisel ilişki kurmasına izin verilir.

Boşanma davalarında velayet talebi olduğunda mahkeme öncelikli olarak çocukların üstün yararını göz önüne alır. Ancak çocukların yaşları da velayetlerinin belirlenmesinde önemlidir. Bu hususta “idrak yaşı” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Her çocuk için idrak yaşı farklıdır. Ancak genellikle idrak yaşının 8 yaş ve üzerinde olduğu kabul edilmektedir. Bu yaş grubundaki çocuklar, velayeti ve diğer taraf ile kurulacak kişisel ilişkisi konusunda dinlenir ve menfaatleri ile çatışmadığı ölçüde görüşlerine önem verilir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma durumunda çocuğun velayetinin eşlerden birine verilmesi, bu konuda bir daha dava açılamayacağı anlamına gelmez. Velayete dair yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda velayetin değiştirilmesi davası açılabilir.

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olmayan eşin, yoksulluğa düşmesini engellemek amacıyla hükmedilen nafakadır. Bu nafakanın istenebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerekir. Yoksulluk nafakası süresiz olarak istenebilir. Yoksulluk nafakası diğer eşin mali gücü oranında belirlenir.

Yoksulluk nafakası, boşanma davası içinde istenmesi şart değildir. Boşanma davasından sonra açılacak dava ile de yoksulluk nafakası istemek mümkündür. Bu tür durumlarda yoksulluk nafakasına dair davanın boşanma hükmünün kesinleşmesinin ardından 1 yıl içinde açılması gerekir. Aksi durumda yoksulluk nafakasına dair talepler zamanaşımına uğrar. Bu husus Medeni Kanunun 178. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Medeni Kanun 178 – Zamanaşımı

Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilmesinin ardından nafaka artırım davası da açılabilir. Bu davaların nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu husus da Medeni Kanun’un 177. maddesinde düzenlenmiştir.

Medeni Kanun 177 – Yetki

Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

İştirak Nafakası

İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen tarafın, çocuk lehine hükmedilen nafakadır. İştirak nafakasının belirlenmesinde eşlerin kusur durumunun bir önemi bulunmamaktadır. Bu nafakanın amacı ergin olmayan çocukların yetiştirilmesi, sağlık, barınma, eğitim ve benzeri giderlerine velayet kendisine verilmeyen tarafın mali gücü oranında katılmasını sağlamaktır.

Boşanmada Tazminat

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davalarında hakim, maddi ve manevi tazminata hükmedebilir. Maddi tazminat, boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş lehine hükmedilir. Manevi tazminat ise boşanmaya neden olan olaylarda kişilik hakkı zarara uğrayan eş lehine hükmedilir. Hükmedilecek manevi tazminatın uygun miktarda para ödenmesini kapsar.

Boşanmada maddi ve manevi tazminat davası, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası ile birlikte açılmamışsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı dava şeklinde de açılabilecektir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için ise “boşanmada tazminat” yazımızı okuyabilirsiniz.

Medeni Kanun 174 – Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat

Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmada Mal Paylaşımı

Eşlerin boşanmalarına karar verilmesi durumunda, aralarındaki mal rejimi de sona erer. Bu kapsamda tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaları halinde mal paylaşımı davası açmaları mümkündür. Eşler herhangi bir rejime tabi değillerse mallar, Medeni Kanunumuzun yasal mal paylaşımı rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde tasfiye edilmektedir.

Kadının Kişisel Durumu

Boşanma kararı verilmesi durumunda kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Boşanma kararı kesinleştikten sonra mahkeme nüfus müdürlüğüne müzekkere yazarak boşanma ilamını bildirir. Ancak kadın, evlilik sırasında kullandığı soyadı kullanmak isteyebilir. Bu tür durumlarda evlilik öncesi soyadının kullanılmasına izin davası açılması gerekir. Kadının haklı nedenleri olması ve bu durum erkeğe zarar vermemesi şartıyla talebi kabul edilir.

Medeni Kanun 173 – Boşanan Kadının Kişisel Durumu

Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.

Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.

Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine

Davacı: A. A. (T.C. Kimlik No: 11111111111)

Adres : ….. /İstanbul

Davalı: B. B. (T.C. Kimlik No: 22222222222)

Adres : ….. /İstanbul

Konu: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması dava dilekçesidir.

Açıklamalarım:

Davalı ile …. Tarihinde evlendik. Evliliğimizde …. doğumlu … isminde bir çocuğumuz oldu. Bu hususların ispatı bakımından nüfus kayıtlarının celbini talep ederim.

Davalı, …. tarihinde tarafıma fiziksel şiddet uyguladı. Bu hususların ispatı bakımından aldığım darp raporunu sunuyorum.

Davalı tarafından gerçekleştirilen kusurlu davranışlardan ötürü ortak yaşamımız devam edemez hale gelmiştir. Bu kapsamda evlilik birliğinin temelinden sarsılması dava dilekçesinin kabulü ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim.

Deliller: Nüfus kayıtları, darp raporları, tanık, bilirkişi, whatsapp konuşmaları.

Talep Sonucu: Yukarda açıklanan sebeplerle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma dava dilekçemin kabulüne ve davalı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim.

Saygılarımla,

Davacı A.A.

(İmza)

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Sayfayı Kopyalayamazsınız

Bilgi ve Randevu