Karşı Dava

Karşı dava hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.

Karşı Dava Nedir?

Karşı dava, davalının kendisine dava açılan mahkemede aynı dosya üzerinden davacıya yönelik olarak açabileceği davadır. Bu dava niteliği itibariyle bir iddia veya savunma değil bağımsız ve yeni bir davadır.

Aynı dosya üzerinden karşı dava açılabilmesi için ileri sürülen talepler arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması ya da davalar arasında bağlantının mevcut olması gerekmektedir.

Karşı dava, ayrı bir esas numarası verilmeksizin aynı esas numarası üzerinden asıl dava ile birlikte incelenir ve her iki dava bakımından da birlikte tahkikat süreci yürütülür. Ancak bu dava niteliği itibariyle yeni ve bağımsız bir dava olduğundan bağımsız bir dava gibi harç alınır. Mahkemece verilen hükümde ise hem asıl dava hem karşılık dava bakımından ayrı ayrı karar ve ilâm harcı belirtilir. Yine dava şartları da hem karşı hem de asıl bakımından ayrı ayrı değerlendirilir.

Karşı ve asıl dava hakkında davanın sonunda birlikte hüküm verilir. Ancak bu iki dava hakkındaki kararlar hükümde ayrı ayrı belirtilir ve her iki dava için ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilir. Karşı ve asıl dava, kanun yolları bakımından birbirinden bağımsız olduğundan, istinaf mahkemesi başvuru şartları her ikisi için ayrı ayrı değerlendirilir ve her birine karşı ayrı ayrı kanun yollarına müracaat edilebilir. Davalardan bir tanesinde kararın kesinleşmesi ile diğer dava kesinleşmez. Her iki dava bakımından da ayrı ayrı kesinleşme kararı verilmesi gerekmektedir.

Karşı Dava Açma Şartları

Karşı dava açma şartları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 132. maddesi ile düzenlenmiştir. Kanundaki düzenmeye göre karşı dava açma şartları şunlardır;

  • Asıl Dava Derdest Olmalıdır:

Karşı dava açılmasının ilk şartı asıl davanın açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmasıdır. (HMK m. 132/1-a) Özetle ifade etmek gerekirse, asıl davanın olmadığı yerde, karşılık dava açılması da söz konusu olmayacaktır. Bu durumda asıl davada davalı olan taraf, bağımsız bir dava açarak hakkını talep etmesi gerekir.

  • Asıl Dava ile Karşı Dava Arasında Bağlantı Bulunmalıdır:

Asıl dava açıldıktan sonra karşılık dava açılabilmesi için, her iki dava arasında bağlantı bulunması gerekir. Davaların aynı ya da benzer sebeplerden doğmuş olması veya davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davada verilecek hükmü etkileyecek bir nitelik taşıyor olması durumunda her iki dava arasında bağlantı var sayılır. (HMK m. 166/4) Takas ve mahsup durumunda da davalar arasında bağlantı bulunduğu HMK m. 132/1-b ile açıkça gösterilmiştir. Bu nedenle takas ve mahsup durumunda davalar arasında bağlantının bulunup bulunmadığı ayrıca araştırılmaz. Takas ve mahsup durumu dışındaki davalarda ise davalar arasında hukuki ya da fiili bir bağlantı bulunması gerekmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus hem davalar arasında bağlantı bulunması hâlinde hem de takas ya da mahsup iddiasıyla dava açılmış olması halinde dava açmakta hukukî yarar bulunuyor olmasıdır. Örneğin davalının alacağı, davacının alacağından daha düşükse, davalı karşılık dava açmak yerine talebini, asıl davada sadece savunma olarak iddia etmelidir. Savunma olarak ileri sürülebilecek hususların ayrı dava konusu yapılması durumunda hukuki yarar mevcut olmadığından dava şartları yerine getirilmemiş olacaktır. Davalının alacağı, davacının alacağından daha fazla ise karşı dava açılmasında hukuki yarar mevcut olacaktır.

  • Asıl Dava ile Karşı Dava Aynı Yargı Yoluna Tâbi Olmalıdır:

Bu davanın açılabilmesi için hem karşı hem de asıl davanın aynı yargı yoluna tabi olması gerekir. Örneğin idari yargının görevine giren bir davanın adli yargının görevine giren bir mahkemede karşılık dava olarak açılması mümkün değildir.

Ayrıca özel mahkemede görülmekte olan asıl davaya karşı, genel mahkemenin görevine giren bir karşılık dava açılabilir. Ancak, genel mahkemede görülen asıl davaya karşı, özel mahkemede görülmesi gereken bir karşılık dava açılamaz. Bu şekilde bir dava açılmışsa, her iki dava hakkında da görevsizlik kararı verilerek dosyanın özel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi uygun olacaktır. Bu durumun sebebi ise özel mahkemenin genel mahkemenin görevine giren hususu inceleyebilecek yetkinlikte olması ancak uzmanlık gerektirdiği için genel mahkemenin özel mahkemenin görevine giren bir hususu inceleyemeyecek yetkinlikte olmasıdır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu 132 – Karşı dava açılabilmesinin şartları

Karşı dava açılabilmesi için;
a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,
b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şarttır.
(2) Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
(3) Karşı davaya karşı, dava açılamaz.

Karşı Dava Nasıl Açılır?

Karşı dava, daha önce açılmış asıl davaya karşı, aynı mahkemede açılır. Bu sebeple bu davanın açılabilmesi için hali hazırda görülmekte olan bir dava bulunmalıdır. Henüz açılmış bir dava yoksa veya dava herhangi bir şekilde (dava hakkında hüküm verilmesi, feragat, kabul, geri alma, açılmamış sayılma gibi) sona ermişse, karşı dava da açılamaz. Ancak karşılık davanın açılmasından sonra asıl davanın sona ermesi durumunda ise HMK’nın 134. maddesi gereğince asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşılık davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz.

Cevap Dilekçesinde Karşı Dava Açılması

Davalı, sunacağı cevap dilekçesi ile davanın reddini sağlamaya yönelik savunmada bulunabileceği gibi karşı dava açarak kendisinin de davacıya karşı yönelteceği taleplerini aynı dilekçe içerisinde sunabilir. Davalı tarafından yalnızca davacının iddialarına cevap verilmesi ancak davalının kendi taleplerini sunarak karşılık dava açmamış olması durumunda davalı, yalnızca savunma yapmış olacak ve kendisinin davacıda olan hakkına kavuşamayacaktır. Zira mahkemece verilen karar taleple bağlılık ilkesi gereği yalnızca talep edilen hususlara yöneliktir. Bu nedenle davalının sunacağı karşılık dava dilekçesi ile hakkını talep etmesi gerekmektedir.

Örneğin davacının 50.000 TL’lik alacağı için açtığı alacak davasında, davalı sunacağı cevap dilekçesiyle böyle bir borcunun bulunmadığını ve bu sebeple davanın reddini talep edebileceği gibi açacağı karşılık davayla kendisinin de davacıdan 15.000 TL’lik bir alacağının bulunduğunu ve bu alacağının davacının kendisine olan borcu ile takas edilmesini talep edebilecektir. Bu kapsamda davalının sunacağı cevap ve karşılık dava dilekçesi ile hem davacının iddialarına karşı savunmalarını hem de kendi taleplerini, iddia ve iddiasını ispata yarar delillerini sunması gerekmektedir.

Karşı dava, cevap dilekçesi ile veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır (HMK m. 133/1). Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile davalıya cevap dilekçesinden ayrı bir dilekçe ile de karşılık dava açma hakkı verilmiştir. Cevap dilekçesini esasa cevap süresi içerisinde sunan ancak henüz karşılık dava açma şeklinde bir imkana sahip olduğunu bilmeyen davalı, yine cevap süresi içerisinde sunacağı ayrı bir dilekçe ile karşılık dava açılabilmesini sağlayacaktır.

Cevap dilekçesi sunma süresi, yazılı yargılama usulünde ve basit yargılama usulünde, kural olarak dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Cevap süresinin mahkeme tarafından uzatıldığı hallerde de, ek süre içerisinde karşılık dava açılması mümkündür.

Karşı Dava Açma Süresinin Kaçırılması

Karşılık dava açma süresinin kaçırılması durumunda davalı tarafça ayrı bir dava açılarak davaların birleştirilmesi de gerekir.

Süresinden Sonra Karşı Dava Açılması

Cevap süresi içerisinde karşı davanın açılmamış olması ve bu sebeple cevap süresinin sona ermesinden sonra karşılık dava açılması durumunda asıl davanın açıldığı mahkemece, talep üzerine yahut kendiliğinden davaların ayrılmasına karar verilir. Ancak bu tür durumlarda usul ekonomisi ilkesi gereği ayrılan dava; tekrar asıl dava ile birleştirilebilir.

Boşanma Davalarında Karşı Dava

Çekişmeli boşanma davalarında karşı dava açılması da mümkündür. Bu tür durumlarda dava dilekçesini tebliğ alan davalı karşı boşanma davası açabilir. Karşı boşanma davası, asıl boşanma davasından bağımsız bir davadır. Bu sebeple karşı boşanma davasında da boşanma nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur, velayet, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve boşanmada tazminat konularının da ele ayrı ayrı ele alınması gerekir.

Boşanma Davalarında Karşı Dava Açma Süresi

Boşanma davalarında karşı dava açma süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftadır. Karşı boşanma davası açmak isteyen davalı, asıl davaya cevap süresi içerisinde sunacağı cevap dilekçesi ile beraber ya da yine cevap dilekçesi verme süresi içerisinde sunacağı ayrı bir dilekçe ile karşılık dava açabilecektir.

Davanın açıldığı mahkemeden yalnızca bir defa olmak üzere cevap süresinin uzatılması istenebilir. Uzatma talebinin de yine bu iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerekir.

Avukat Yaşar Öksüz’ün Milliyet’te yayınlanan yazılarını buradan okuyabilirsiniz.

Boşanma Davasında Karşı Dava Açma Süresinin Kaçırılması

Boşanma davasında karşı dava açma süresinin kaçırılması durumunda ayrı bir dava açarak; devam eden boşanma davası ile birleştirilmesini isteyebilir. Bu tür durumlarda davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilir. Eşler arasında ayrı ayrı açılan boşanma davalarının birleştirilmesi ve birlikte karara bağlanması zorunludur.

Boşanma Davasında Yetki İtirazı Ve Karşı Dava

Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri oturdukları yer mahkemesidir. Ancak boşanma davalarında belirtilen yetki, kesin yetki kuralı değildir. Kesin yetki kuralı bulunmayan durumlarda ise yetki itirazı ilk itirazlardandır. İlk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen yetki itirazı mahkemeler tarafından dikkate alınmayacaktır.

Karşı dava ise cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde bir dilekçe vermek suretiyle açılır. Bu durumda, karşı boşanma dava açmak isteyen davalı, cevap dilekçesiyle süresi içerisinde hem asıl davaya cevap verip hem de yetki itirazı ve karşı davasını ikame edebilecektir.

Yetki sorunu asıl davanın görülmekte olduğu mahkemece, ön sorun olarak çözülüp hasıl olacak neticeye bağlanacaktır. Mahkemece her iki davanın da görülmesine veya yetkisizlik kararı verilerek her iki davaya da yetkili mahkemede devam edilmesine karar verilecektir.

Boşanma Davası Karşı Dava Dilekçesi

Karşı boşanma davası açmak isteyen davalı, taleplerinin yer aldığı dilekçesini asıl davaya cevap dilekçesi ile birlikte süresi içerisinde sunarak dava açabilir. Karşılık dava nitelik olarak yeni ve bağımsız bir dava olduğundan karşı boşanma dava dilekçesinde de dava dilekçesinde yer verilmesi gereken hususlara yer verilmelidir. Davalı, karşı boşanma dava dilekçesinde davaya ilişkin tüm iddialarını ve taleplerini karşı dava dilekçesinde belirtmek zorundadır. Davalı tarafından karşı boşanma dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda mahkemece kendiliğinden karar verilmeyecektir.

Boşanma Cevap Ve Karşı Dava Dilekçesi

Kendisine boşanma davası açılan davalı, cevap dilekçesi ile birlikte sunacağı karşı dava dilekçesi ile taleplerini, hukuki nedenlerini ve delillerini usulüne uygun olarak bildirmelidir. Davalı, cevap dilekçesi sunma süresi içerisinde cevap dilekçesinden ayrı olarak da karşı dava dilekçesi sunabilir.

Davalı sunacağı cevap dilekçesi ile davacının iddialarına karşı savunmalarını ve delillerini, sunacağı karşı boşanma dilekçesi ile ise kendi haklarına yönelik talepleri ve bu husustaki delillerini mahkemeye sunmalıdır. Karşı boşanma dava dilekçesinde davanın dayandığı olaylar, ispat araçları ve benzer tüm hususlar açıkça anlatılmalı ve açıklanmalıdır.

Boşanma Davasında Karşı Davanın Reddi

Karşı ve asıl dava hakkında davanın sonunda birlikte hüküm verilir; ancak, bu iki dava hakkındaki kararlar hükümde ayrı ayrı belirtilir. Bu sebeple davalardan birinin reddine karar verilmiş olması diğer davaya ilişkin hükmü etkilememektedir. Boşanma davasında karşı davanın reddine karar verilmiş olması durumunda bu karar sadece karşı boşanma davası bakımından dikkate alınır.

Boşanmada Karşı Dava Açmadan Tazminat Talebi

Boşanma davalarında eşlerin birbirinden tazminat talebinde bulunmaları mümkündür. Ancak bu tür durumlarda davalının, yalnızca davacının iddialarına cevap vermesi ancak kendi taleplerini sunarak karşılık dava açmamış olması durumunda davalı, yalnızca savunma yapmış olacak ve kendisinin davacıda olan hakkına kavuşamayacaktır. Karşı taraftan tazminat isteyen davalının, sunacağı karşı boşanma dava dilekçesi ile haklarını talep etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda karşı boşanma davası açarak tazminat talebinde bulunmamış olan davalının asıl dava görülürken davacıdan tazminat talebinde bulunması mümkün değildir.

Karşı Dava Açmadan Boşanma Talebi

Davalının kendisine açılan asıl boşanma davasında karşı boşanma davası açmamış olması halinde davalı, yalnızca kendisine açılmış olan davaya cevap verebilecektir ve yalnızca asıl davanın kabulüne ya da reddine karar verilecektir. Bu nedenle karşı boşanma davası açmamış olan davalının hak kayıpları gerçekleşecektir. Karşı dava açmamış olan davalının nafaka, tazminat ve boşanmanın ferilerine ilişkin taleplerde bulunması da mümkün olmayacaktır. Davalının kendini savunmak dışında taleplerde bulunabilmesi için karşı boşanma davası açması gerekmektedir.

Nafaka Artırım Davasına Karşı Dava

Nafaka artırım davası, mahkeme tarafından hükmedilen nafakaların paranın alım gücü karşısında erimesi veya tarafların ekonomik durumlarında esaslı değişikliklerin ortaya çıkması durumunda açılabilir. Nafaka artırım davasına karşı, nafakanın azaltılması veya kaldırılması talebi ile karşı dava açılabilmesi mümkündür. Yoksulluk nafakası artırımı için dava açılan davalı, sunacağı karşılık dava dilekçesi ile yoksulluk nafakasının indirilmesini talep edebileceği gibi tamamen kaldırılmasını da talep edebilecektir.

Karşı nafaka davası açan davalı, asıl davanın açıldığı mahkemeye taleplerini, hukuki nedenlerini ve delillerini usulüne uygun olarak bildirmelidir. Bu hususların dava dilekçesi ile usulüne uygun olarak bildirilmesi halinde mahkemece, davalı yanın taleplerine ilişkin olarak da inceleme yapılarak hem asıl dava hem karşılık dava bakımından birlikte tahkikat süreci yürütülecektir.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Sayfayı Kopyalayamazsınız

Bilgi ve Randevu