Kişisel ilişki hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.
- 1. Kişisel İlişki Nedir?
- 2. Kişisel İlişki Nasıl Kurulur?
- 3. Kişisel İlişki Kurma Süresi Ne Kadardır?
- 4. Kimler Şahsi İlişki Kurma Hakkına Sahiptir?
- 5. Kişisel İlişki Kurma Hakkı Engellenebilir Mi?
- 6. Şahsi İlişkiden Feragat Edilmesi
- 7. Şahsi İlişkinin Arttırılması Veya Azaltılması
- 8. Kişisel İlişki Kurma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
- 9. Kişisel İlişki Hakkından Doğan Masraflar
Kişisel İlişki Nedir?
Kişisel ilişki, anne ve baba arasında görülen boşanma davasında ve ayrılık davasında veya bu davalardan bağımsız şekilde açılacak bir dava ile çocukla görüşemeyen tarafın zaman geçirmesi amacıyla düzenlenen sürelerdir.
Özellikle çekişmeli boşanma davası açıldığı durumlarda mahkeme, tarafların ortak çocuklarının velayetlerini anneye veya babaya verir. Velayet kendisine bırakılan anne veya baba, çocuğu ile dilediği şekilde vakit geçirme hakkına ve imkanına sahip olur. Ancak diğer ebeveyn için aynı durum geçerli değildir. Bu durum annelik veya babalık duygularına zarar verdiği gibi çocuğun gelişimine ve geleceğine de zarar verir. Bu sebeple çocuk ile velayeti kendisine verilmeyen taraf arasında görüşme zamanlarının ve şartlarının belirlenmesi gerekir. Mahkeme tarafından belirlenen bu şartlara ise kişisel ilişki veya şahsi ilişki denilmektedir.
Şahsi ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararı ve menfaati göz önünde tutulur. Bu sebeple şahsi ilişkinin çocuğun yaşı, gelişimine ve ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenmesi gerekir. Bu hususlara dikkat edilerek kurulacak şahsi ilişki çocuğun, boşanma dava sürecinden ve sonrasında yaşanabilecek çekişmelerden en az şekilde ayrılmasını sağlayacaktır.
Kişisel İlişki Nasıl Kurulur?
Hâkim temel olarak çocuğun üstün yararını esas alarak kişisel ilişkiyi takdir eder. Takdir yetkisi kapsamında hâkim, tarafların çocuğa olan yaklaşımları, çocuğun ihtiyaçları, tarafların çalışma düzenleri ve benzeri kriterleri esas alarak hakkaniyete uygun bir karar verir. Şahsi ilişki kurulması sayesinde çocuk, haftanın belirli günlerinde, bayramlarda ve tatillerde velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveynde kalabilmektedir.
Çocuk ile şahsi ilişki kurulmasına ilişkin kararlar boşanma davalarında karşımıza çıkmaktadır. Ancak bunun ile sınırlı değildir. Nitekim çocuk ile şahsi ilişki kurma hakkı, ayrılık kararı verilmesi, tarafların ortak hayatlarını sonlandırmaları, anne ile babanın evlenmemiş olması ve ana ile babanın velayet hakkının kaldırılmış olması durumunda da söz konusu olabilmektedir.
Ayrıca bazı istisnai durumlarda telefonla veya görüntülü görüşme ile kişisel ilişki kurulmasına da karar verilebilmektedir. Bu konuda daha fazla bilgi için “telefonla kişisel ilişki” isimli yazımızı okuyabilirsiniz.
Kişisel İlişki Kurma Süresi Ne Kadardır?
Şahsi ilişki kurma süresi bakımından çocuk ile ebeveynin ilişkisi, çocuğun yaşı, boşanma sebebi, ebeveynin kişisel durumu dikkate alınmaktadır. Velayet hakkı kendisinden olmayan ebeveynin ayırt etme gücünün olmaması, akıl hastalığı olması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya şiddet bağımlısı olması gibi durumlarda şahsi ilişki kurma süresi kısıtlanabilmekte ve hatta kaldırılabilmektedir. Zira bu gibi durumlarda çocuk ile velayet kendisine verilmeyen tarafın birlikte uzun süre geçirmesi çocuğun üstün yararına zarar verebilir.
Örneğin bağımlı bir ebeveynin, uyuşturucu etki altındayken çocuğuna zarar verebilecek durumda olması nedeni ile kişisel ilişki kurulmaması çocuğun daha menfaatine olabilir. Yine aynı şekilde annesinden akıl hastalığına tutulmuş olması durumunda da şahsi ilişkinin anneye verilmesi çocuğa zarar verebilir.
Çocuk ile ebeveynler arasında kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, aile bağlarının zayıflaması engellemektir. Bu nedenle haklı bir neden olmadan kişisel ilişki kurma süresinin oldukça kısa tutulması aile bağlarının zedelenmesine yol açabilmektedir. Hakim, şahsi ilişki kurma süresini takdir ederken annelik ve babalık duygularını tatmin etmeye yetecek şekilde karar vermelidir. Ancak burada en önemli husus çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun üstün yararının belirlenmesinde hakim, sosyal hizmet uzmanlarından veya pedagoglardan rapor hazırlamasını istemektedir. Hazırlanacak bu rapor, mahkeme bakımından yol göstericidir.
Kimler Şahsi İlişki Kurma Hakkına Sahiptir?
Çocuk ile ilişki kurma hakkı velayet hakkı kendisine verilmeyen ebeveyne tanınabilmektedir. Şahsi ilişki kurma hakkı; boşanma veya ayrılık kararı verilmesiyle birlikte velayet kendisine verilmeyen eşe, evlilik dışı birlikte yaşayan kişilerde ise ortak yaşama son verildiğinde babaya tanınabilmektedir. Evlilik dışı birlikteliğe son verilmesi halinde baba mahkemeden çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmeli ve bunun için dava açmalıdır.
Akrabalar Kişisel İlişki Davası açabilir Mi?
Bazı istisnai durumlarda akrabalarında da çocuk ile şahsi ilişki kurulması talebinde bulunmaları mümkündür. Örneğin dede, anneanne, babaanne, hala, teyze, amca, dayı çocukla şahsi ilişki kurulmasını talep edebilir. Ancak çocuk ile akrabalar arasında şahsi ilişki kurulması hakkı olağanüstü bir durumdur ve Medeni Kanunu 325. maddesinde düzenlenmiştir. Çocuğun ebeveynlerinin hayatını kaybetmesi, kayıp olması veya ayırt etme gücünü yitirmeleri gibi durumlarda bu kanun maddesi uygulanabilir.
Çocuğun İsteği Önemli Mi?
Kendini ifade edebilecek yaşta ve durumda olan çocuklar şahsi ilişki kurma hakkı davasından dinlenmeli ve görüşleri ile istekleri dikkate alınmalıdır. Bu tür durumlarda çocuğun görüşünün alınmamış olması eksiklik olarak kabul edilmektedir. Ancak bu halde dahi önemli olan çocuğun süreçten psikolojik olarak kötü etkilenmemesidir. Bu sebeple çocuğun baskı altında dinlenilmemesi için pedagog eşliğinde dinlenebilmesi gerekir.
Hâkim çocuğu dinledikten sonra kendi duruma göre takdirde bulunur ve çocuğun beyanı ile bağlı değildir. Bu sebeple hakim, gerekirse çocuğun üstün menfaati gereği çocuğun beyanlarından aksi bir karar verebilir. Çocuğun, beyanlarından şahsi ilişkide kurulmamasını talep etmesi ve bu beyanlarının baskı altında olmadığını anlaşılması durumunda görüşlerine önem verilerek şahsi ilişkin daraltılması ve kaldırılması gerekir. Hâkim bunun takdirini yaparken çocuğun psikolojik, fiziksel ve ahlaki gelişiminin nasıl etkileneceğini öngörerek karar vermelidir.
Kişisel İlişki Kurma Hakkı Engellenebilir Mi?
Çocuğun üstün yararının zedelendiği durumlarda çocuk ile şahsi ilişki kurma hakkı engellenebilmektedir. Çocuğa karşı fiziksel şiddet, cinsel istismar ve benzeri çocuğun psikolojisinin etkilendiği durumların söz konusu olması durumunda çocuk ile şahsi ilişki kurma hakkı engellenebilmektedir. Mahkeme bu gibi durumlarda var olan kararı kaldırır veya çocuk ile şahsi ilişki kurma taleplerinin reddine karar verebilir.
Çocuk ile kişisel ilişki kurma talebinde bulunan kişinin haysiyetsiz hayat sürmesi durumunda da çocuğun üstün menfaati nedeni ile şahsi ilişki kurma talebi engellenebilmektedir.
Şahsi İlişkiden Feragat Edilmesi
Çocuk ile ilişki kurma hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan feragat mümkün değildir. Bu sebeple şahsi ilişki kurma hakkından feragat edilmesi de mümkün değildir. Yine aynı şekilde ilişki kurma hakkının başkasına devredebilmesi de söz konusu olamaz.
Kişisel ilişki kurma hakkının kullanılmasından feragat edilmesi ile ilgili bir beyanın devam eden bir boşanma davasında sunulursa hakim, çocuğun menfaatini gözeterek ve hakkaniyet doğrultusunda karar vermelidir.
Şahsi İlişkinin Arttırılması Veya Azaltılması
Medeni Kanunun 324. maddesine göre velayet hakkı kendisinde olan ebeveynin, şahsi ilişkiye zarar vermemesi veya engellememesi gerekir. Medeni kanundaki ilgili bu madde şahsi ilişki kurma hakkının sınırlarını oluşturmaktadır. Kişisel ilişki kurma hakkını dahilinde çocuğun eğitimi ve yetiştirilmesini engellemeye çalışmamalı ve bundan kaçınmalıdırlar. Şahsi ilişki kurulması velayet hakkı kendisine verilen tarafça engellenmemelidir.
Şahsi ilişki kurulması çocuğun üstün yararını zedeler ve çocuğun psikolojisini veya huzurunu etkilemeye başlarsa bu durumunda azaltılması veya kaldırılması talep edilebilmektedir. Şahsi ilişki kurma hakkı tanınan ebeveyn bu hakkı tam olarak yerine getirmiyor veya aksatıyorsa bu durumda da azaltılması veya kaldırılması söz konusu olabilmektedir. Şahsi ilişki kurma hakkının arttırılması da çocuğun yararına uygun olduğu sürece söz konusu olabilmektedir.
Çocuğun başka şehre taşınması, aile bağlarının zayıflamaya başlaması gibi durumlarda çocuk ile şahsi ilişki kurma hakkının arttırılabilmesi talebinde bulunulur. Şahsi ilişki kurma hakkının yerine getirilmemesi veya engellenmesi durumunda velayet hakkının değiştirilmesi dahi bazı durumlarda söz konusu olabilmektedir. Çocuğun güvenliğinin, huzurunun veya sağlığının tehlikeye girmesi gibi durumların söz konusu olması durumunda çocuk ile şahsi ilişki kurma hakkının kaldırılması talep edilebilmektedir. Bu durumlar mahkemeye sunulurken somut deliller ile desteklenmeli ve ispat edilmelidir.
Çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması davası, çocuk reşit oluncaya kadar her zaman açılabilmektedir ve davanın açılması için herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak çocuk ile şahsi ilişkisinin kaldırılması kararının uygulanması için öncellikle kararın kesinleşmesi gerekir. Aksi halde uygulanamaz ve icra edilemez.
Kişisel İlişki Kurma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Kişisel ilişki kurma hakkı, aile hukukuna dayanan bir haktır. Bu nedenle kurulmasında görevli mahkemeler aile mahkemeleridir. Şahsi ilişki kurma davasının açılması istenen yerde aile mahkemesi bulunmaması durumunda dava, aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde açılır. Şahsi ilişkinin kaldırılması veya değiştirilmesi davaları bakımından da görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Şahsi ilişki kurma davası bakımından ise yetkili mahkeme çocuğun bulunduğu yer aile mahkemesidir. Bu kapsamda çocukla kişisel ilişki kurma hakkının arttırılması, şahsi ilişkinin azaltılması veya kaldırılması konusunda açılacak tüm davaların çocuğun yerleşim yerinde bulunan mahkemelerde açılması gerekir.
Kişisel İlişki Hakkından Doğan Masraflar
Yakın bir tarihe kadar çocuk teslimlerine dair tüm masraflar, şahsi ilişki hakkını kullanacaktan talep edilmekteydi. Bu durum ise ekonomik olarak zor durumda olan anne veya babaların, çocukları ile görüşmelerini engellemekteydi. 2022 yılında yapılan değişiklik ile birlikte bu durumun önüne geçildi. Bu kapsamda günümüzde çocuk teslimlerine dair işlemlerden harç ve masraf alınmamaktadır. Bu konuda yapılan tüm harcamalar devlet tarafından karşılanmaktadır.