
Muris muvazaası hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.
Muris Muvazaası Nedir?
Muris muvazaası, miras bırakanın ölümünden önce, mirasçılarının veya alacaklılarının haklarını ihlal etmek amacıyla, gerçek iradesine ve niyetine aykırı olarak mal varlığını başkalarına devrettiği veya gizlemek için yaptığı işlemlerdir. Bu durum, mirasçıların veya alacaklıların lehine olmayan haksız bir avantaj sağlama veya malın dağıtımını engelleme amacını taşır.
Muris muvazaası, genellikle mirasçılardan mal kaçırmak, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal etmek, alacaklılardan mal kaçırmak, vergi kaçırmak veya aile içi anlaşmazlıklar nedeniyle bazı mirasçılara zarar vermek gibi nedenlerle gerçekleştirilir.
Miras davaları çerçevesinde muris muvazaası ile ilgili dava açarak, hukuka aykırı işlemlerin iptalini ve malın geri getirilmesini veya borçların tahsil edilmesini sağlamak mümkündür. Bu davayı açan tarafın, miras bırakanın gerçek niyetinin ve iradesinin işlemde bulunmadığını ve işlemin gerçeği yansıtmadığını ispat etmesi gerekir.
Muris Muvazaası Nedenleri Nelerdir?
Muris muvazaası çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Ancak genellikle şu sebeplerle muris, muvazaalı işlemlerde bulunur;
Mirasçılarından mal kaçırmak: Miras bırakan, bazı mirasçıları lehine diğerlerinin aleyhine haksız bir avantaj sağlamak amacıyla mal varlığını gizleyebilir veya başkalarına devredebilir.
Saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal etmek: Miras bırakan, saklı paylı mirasçıların (örneğin çocuklar ve eş) kanuni miras haklarını ihlal etmek amacıyla mal varlığını gizleyebilir veya başkalarına devredebilir.
Alacaklılardan mal kaçırmak: Miras bırakan, alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerini engellemek amacıyla mal varlığını gizleyebilir veya başkalarına devredebilir.
Vergi kaçırmak: Miras bırakan, miras vergisinden kaçınmak veya diğer vergi yükümlülüklerini azaltmak amacıyla mal varlığını gizleyebilir veya başkalarına devredebilir.
Aile içi anlaşmazlıklar: Miras bırakan, aile içi anlaşmazlıklar veya düşmanlıklar nedeniyle, bazı mirasçılara veya alacaklılara zarar vermek amacıyla mal varlığını gizleyebilir veya başkalarına devredebilir.
Bu tür durumlarda, mirasta mal kaçırma davası açarak, hukuka aykırı işlemlerin iptalini ve malın geri getirilmesini veya borçların tahsil edilmesini talep etmek mümkündür. Başarılı bir muris muvazaası davası için, miras bırakanın gerçek niyetinin ve iradesinin işlemde bulunmadığının ve işlemin gerçeği yansıtmadığının ispat edilmesi gerekir. Özellikle mirasta mal kaçırma konusunda İstanbul miras avukatı olarak sunduğumuz avukatlık hizmetinden yararlanabilirsiniz.
Avukat Yaşar Öksüz’ün Milliyet’te yayınlanan yazılarını buradan okuyabilirsiniz.
Kimler Muris Muvazaası Dava Açabilir?
Mirasta mal kaçırma davası açma hakkı belirli kişilere tanınmıştır. Bu davayı açabilecek kişiler şunlardır;
Saklı paylı mirasçılar: Muris muvazaası nedeniyle miras payları zarara uğrayan veya miras paylarından mahrum kalan saklı paylı mirasçılar (çocuklar, eş, ana ve baba), mirasta mal kaçırma iddiasıyla dava açabilirler.
Diğer mirasçılar: Diğer mirasçılar da, muvazaası nedeniyle zarara uğramışsa veya miras paylarından mahrum kalmışsa, dava açabilirler.
Mirasçılık sıfatını haiz olmayan alacaklılar: Mirasçılık sıfatına sahip olmayan alacaklılar da, muvazaası nedeniyle miras bırakanın borçlarını tahsil edememe durumunda, mirasta mal kaçırma davası açabilirler.
Muris Muvazaası Davası
Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden önce, mirasçılarının veya alacaklılarının haklarını ihlal etmek amacıyla, gerçek iradesine ve niyetine aykırı olarak mal varlığını başkalarına devrettiği veya gizlediği durumları ifade eden miras davasıdır.
Muvazaa davasının amacı, miras bırakanın gerçek niyetini ve iradesini ortaya çıkarmak, hukuka aykırı ve gerçeğe aykırı işlemlerin iptalini sağlamak ve mirasçıların veya alacaklıların haklarını korumaktır. Bu dava türünde, dava açan tarafın, miras bırakanın gerçek niyetinin ve iradesinin işlemde bulunmamış olduğunu ve işlemin gerçeği yansıtmadığını ispat etmesi gerekmektedir.
Muris Muvazaası Davası Ne Kadar Sürer?
Davanın süresi, davanın karmaşıklığına, delillerin toplanmasına, tanık sayısına, bilirkişi raporlarının hazırlanmasına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak değişebilir. Süreç, tarafların itirazları ve yargılamanın seyrine göre de uzayabilir veya kısalabilir.
Genel olarak, muris muvazaası davaları iki yıl sürmektedir. Dava sürecinin hızlı ilerlemesi ve sonuçlanması için, davanın başlangıcında eksiksiz ve doğru belgelerin sunulması ve delillerin etkili bir şekilde toplanması önemlidir.
Ayrıca mahkeme tarafından verilen karara taraflarca itiraz edilmesi, dosyanın istinaf veya temyiz edilmesi de sürecin uzamasına neden olabilir. Temyiz aşamasında Yargıtay, davanın usul ve esasına ilişkin incelemeler yaparak kararı onaylar veya bozar. Yargıtay’ın kararı bozması durumunda, dava yerel mahkemeye geri döner ve süreç yeniden işlemeye başlar. Dolayısıyla davası süresi, davanın özelliklerine ve yargılama sürecinin işleyişine göre değişkenlik gösterebilir.
Muvazaa Davası Nasıl İspat Edilir?
Mirasta mal kaçırma davası olarak bilinen muvazaa davası ispat edilirken, şu yöntemler kullanılabilir:
Yazılı deliller: Sözleşmeler, faturalar, banka kayıtları, tapu kayıtları, mektuplar ve diğer yazılı belgeler, muvazaa iddiasını destekleyen kanıtlar sunabilir. Bu tür belgeler, tarafların gerçekteki niyetlerini ve işlemin gerçek amacını ortaya koyabilir.
Tanık beyanları: İşlemde yer alan veya işlemle ilgili bilgi sahibi olan tanıkların beyanları, muvazaa iddiasını desteklemek için kullanılabilir. Tanıklar, tarafların gerçek niyetlerini, işlem öncesi ve sonrası durumlarını ve işlemin gerçek amacını ortaya çıkarabilecek bilgiler sunabilir.
Bilirkişi raporları: Muvazaa iddiasını değerlendirmek için bilirkişi raporlarına başvurulabilir. Bilirkişiler, işlemin muvazaalı olduğu iddiasını destekleyen teknik bilgiler ve analizler sunabilir.
Zaman ve mekân ilişkisi: İşlem tarihleri, işlemlerin yapıldığı yerler ve işlemler arasındaki zaman ve mekân ilişkisi, muvazaa iddiasını destekleyen önemli kanıtlar olabilir.
Tarafların eylem ve beyanları: Tarafların sözlü ve yazılı beyanları, işlemleri gerçekleştirirken sergiledikleri eylemler ve işlem sonrası durumlarının değerlendirilmesi, muvazaa iddiasını destekleyen kanıtlar sunabilir.
Muvazaa iddiasını ispatlamak için delillerin bir arada değerlendirilmesi gereklidir. Davacının, muvazaa iddiasını destekleyen yeterli ve ikna edici deliller sunması önemlidir. Eğer mahkeme, sunulan delillerle muvazaalı işlemi ispat ettiğine kanaat getirirse, muvazaalı işlem iptal edilir ve işlemin gerçek amacına uygun hukuki sonuçlar doğar.
Muris Muvazaası Davasında Görevli Mahkeme
Muris muvazaası davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Mahkemenin görevi kamu düzenindendir. Davanın görevsiz mahkemede açılması durumunda davayı bakan mahkeme her aşamada görevsizlik kararı verebilir. Bu sebeple görevli mahkemenin özenli şekilde belirlenmesi gerekir.
Muris Muvazaası Davasında Yetkili Mahkeme
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında yetkili mahkeme, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Tapu iptali ve tscil davalarında yetki kuralı kesin yetki niteliğindedir. Bu sebeple taraflar yetkili mahkeme dışında bir yerde dava açamazlar. Davanın açılması durumunda ise mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilir.
Muvazaa davasının davanın tapu iptali ve tescil niteliğinde olmadığı durumlarda ise yetkili mahkeme miras bırakanın son ikametgâhının bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu kapsamda menkul bir maldan kaynaklanan mirasta mal kaçırma davasının miras bırakanın son ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerekir.
Muris Muvazaası Zamanaşımı
Muris muvazaası, gerçek mirasçının haklarını engellemek amacıyla yapılan görünüşteki işlemlerdir. Bu işlemler hukuk düzeni bakımından korunmazlar. Bu nedenle muris muvazaası nedeniyle açılacak davalarda herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Miras hakları ihlal edilen mirasçı, mirasta mal kaçırma davasını her zamana açabilir. Ancak mirasçının da kanundan kaynaklanan haklarını kötüye kullanmayacak şekilde hareket etmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Muris Muvazaası Davası Hangi Hallerde Açılamaz?
Muris muvazaası davası, belirli koşulların mevcut olduğu durumlarda açılamaz. Bu koşullar şunlardır:
Mirasçılık sıfatının olmaması: Mirasçılık sıfatına sahip olmayan kişiler, muris muvazaası davası açamazlar.
Alacaklıların alacaklarının güvence altında olması: Mirasçılık sıfatına sahip olmayan alacaklılar, alacaklarını tahsil edebilecekleri güvence altında olduğu durumda muris muvazaası davası açamazlar.
İşlemde hile veya kötü niyetin bulunmaması: Muris muvazaası davası, işlemde hile veya kötü niyet olduğu düşünüldüğünde açılabilir. Eğer işlemde hile veya kötü niyet bulunmuyorsa ve işlem geçerli hukuki sebeplere dayanıyorsa, dava açılamaz.
Dava açma hakkının feragat edilmesi: Eğer mirasçılar veya alacaklılar, muris muvazaası iddiasıyla dava açma hakkından feragat etmişlerse, bu durumda dava açılamaz. Örneğin mirastan feragat söz konusu ise bu dava açılamaz.
Yukarıdaki koşulların herhangi biri mevcutsa, muris muvazaası davası açılamaz. Ancak her dava ve durum özeldir. Bu nedenle dava açmayı düşünen kişilerin, İstanbul miras avukatı olarak avukatlık ofisimizle görüşerek öncelikle bilgi alması gerekir.
Tenkis Davası İle Muris Muvazaası Davası Farklar
Tenkis davası ve muris muvazaası davası, Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenen iki farklı davası türüdür. Bu iki dava da miras davaları arasındadır. Bu farklılıklar şunlardır;
– Tenkis davası, miras bırakanın mirasçılarına saklı paylarını koruma amacıyla açılır. Miras bırakanın ölümünden önce yapmış olduğu bağışlama veya mirastan feragat gibi işlemler nedeniyle saklı paylarına zarar verilmiş mirasçılar, bu dava türüyle haklarını koruyabilirler. Muris muvazaası davası ise miras bırakanın gerçek niyetine aykırı bir şekilde hukuki bir işlemi gizlemek amacıyla yapılan muvazaalı işlemleri iptal etmek ve malın geri getirilmesini sağlamak amacıyla açılır.
– Tenkis davasında, davacının miras bırakanın yapmış olduğu bağışlama veya mirastan feragat gibi işlemleri ve saklı paya zarar verdiğini ispat etmesi gereklidir. Muris muvazaası davasında ise davacının işlemin gerçek niyetine aykırı ve gizli yapıldığını ispat etmesi gereklidir.
– Tenkis davası, saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilir. Bu mirasçılar, ana, baba, eş ve çocuklar gibi miras bırakanın yakın akrabalarıdır. Muris muvazaası davası ise mirasçılar ve miras bırakanın alacaklıları tarafından açılabilir.
– Tenkis davasının zamanaşımı süresi, miras bırakanın ölümünden itibaren başlayan 1 yıldır. Muris muvazaası davasında ise zamanaşımı bulunmamaktadır.
Görüleceği üzere muris muvazaası davası ile tenkis davası arasında; amaçları, ispat yükü ve yöntemleri, kimler tarafından açılabileceği ve zamanaşımı süreleri açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle, dava açmayı düşünen kişilerin, hangi dava türünün kendi durumlarına daha uygun olduğunu belirlemek için İstanbul miras avukatı Avukat Yaşar Öksüz’den bilgi alması ve doğru bir hukuki yol izlemesi önemlidir.
Mal Kaçırma Davasını Kazanan Var Mı?
Mal kaçırma davaları, kişilerin borçlarını ödememek veya miras hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla mal varlıklarını gizlemeye veya başkalarına devretmeye çalıştığı durumlarda açılabilir. Bu tür davaların sonuçları, her bir davanın özelliklerine, delillere ve hukuki sürece bağlı olarak değişebilir.
Mirasta mal kaçırma davasının kazanılması elbette mümkündür. Davanın kazanılması, davanın delillerine, tarafların iddialarına, hukuki sürece ve mahkemenin değerlendirmelerine bağlıdır. Başarılı bir mal kaçırma davası, mal kaçırma işleminin iptaline, malın geri getirilmesine veya borçların tahsil edilmesine yol açabilir. Mal kaçırma iddiasıyla dava açmayı düşünen kişilerin, konuyla ilgili bir avukata danışarak detaylı bilgi alması ve uygun hukuki yol izlemesi önemlidir. Bu konuda hukuki destek almak için İstanbul miras avukatı Avukat Yaşar Öksüz’den randevu alabilirsiniz.
Mirastan Mal Kaçırma Mümkün Mü?
Mirastan mal kaçırma, özellikle miras bırakanın ölümünden önce veya mirasın paylaşım sürecinde bazı mirasçılar veya üçüncü kişiler tarafından mal varlıklarını gizlemeye, değerini düşürmeye veya başkalarına devretmeye çalışarak gerçekleştirilebilir. Bu tür durumlar, diğer mirasçıların veya alacaklıların haklarını ihlal edebilir.
Mirastan mal kaçırma, hukuka aykırı olduğu için mümkün olsa bile, bu tür işlemlerin iptali ve malın geri getirilmesi amacıyla dava açılabilir. Bu tür davalar, muris muvazaası davası, tenkis davası veya diğer miras davası türleriyle gerçekleştirilebilir.
Mirastan mal kaçırma girişimlerine karşı korunmak için, mirasçıların ve alacaklıların dikkatli olması, miras bırakanın mal varlığı ve miras işlemleri hakkında bilgi sahibi olması önemlidir. Mirastan mal kaçırma şüphesi durumunda, konuyla ilgili bir İstanbul miras avukatına danışarak detaylı bilgi almak ve uygun hukuki yol izlemek faydalı olacaktır.
Bağış Yoluyla Mirastan Mal Kaçırma Nedir?
Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma, miras bırakanın ölümünden önce, saklı paylı mirasçıların veya alacaklıların haklarını ihlal etmek amacıyla yapılan bağışlardır. Bu durumda, miras bırakan, mal varlığının bir kısmını veya tamamını, diğer mirasçıların veya alacaklıların bilgisi ve rızası olmaksızın, başka bir kişiye bağışlar.
Bu tür bağışlar, miras bırakanın ölümünden sonra miras paylaşımında saklı paylı mirasçıların haklarını azaltabilir ve alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerini zorlaştırabilir. Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma durumunda muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası, tenkis davası veya diğer miras davaları açılabilir. Bağış yoluyla mirastan mal kaçırma ile karşı karşıya kalanların Kadıköy miras avukatı olan Avukat Yaşar Öksüz’den bilgi almaları mümkündür.
Mal Kaçırma Tapu İptal Davası
Mal kaçırma, miras bırakanın ölümünden önce veya mirasın paylaşım sürecinde bazı mirasçılar veya üçüncü kişiler tarafından mal varlıklarını gizlemeye, değerini düşürmeye veya başkalarına devretmeye çalışarak gerçekleştirilebilir. Mal kaçırma eylemlerinin tapuda yapılması durumunda, tapu iptali ve tescil davası açarak, işlemin iptalini ve malın geri getirilmesini sağlamak mümkündür. Bu tür davalarda, işlemin gerçek niyetine aykırı ve gizli yapıldığını ispat etmek önemlidir.
Tapu iptali ve tescil davasının başarılı olabilmesi için, davanın delillerine, tarafların iddialarına, hukuki sürece ve mahkemenin değerlendirmelerine bağlıdır. Mal kaçırma şüphesi durumunda, İstanbul miras avukatına danışarak detaylı bilgi almak ve hukuki yol izlemek faydalı olacaktır.
Mirastan Mal Kaçırma Cezası Var Mı?
Mirastan mal kaçırma eylemi, miras hukuku bakımından hukuki yaptırıma tabi olmasına rağmen tek başına cezai bir yaptırıma tabi değildir. Bu sebeple mirasta mal kaçıran kişi bu davranışından ötürü ceza almaz. Ancak mirastan mal kaçırma eyleminin niteliğine, işleniş şekline ve sonuçlarına bağlı olarak cezai yaptırımlar da söz konusu olabilir.
Örneğin, mirastan mal kaçırma sürecinde dolandırıcılık, hile, sahtecilik, yalan beyan gibi eylemler gerçekleştirildiyse, bu eylemler Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar kapsamında değerlendirilebilir ve failler hakkında cezai soruşturma ve kovuşturma başlatılabilir.
Herkes, sağlığında malını veya hakkını istediği kişiye devredebilir veya bağışlayabilir. Ancak bu işlemler mirasçıların saklı pay haklarına zarar vermemelidir. Aksi takdirde mirasçılar, tenkis davası açarak bağışın veya devrin iptalini talep edebilirler.
Muris muvazaasının varlığından bahsedebilmek için şu şartların bulunması gerekir:
Görünüşteki işlem: Muris muvazaası durumunda, yapılan işlem gerçek niyeti ve iradeyi yansıtmamalıdır.
Gizli anlaşma: İşlemin tarafları arasında, işlemi gerçekleştirmeye yönelik gizli bir anlaşma bulunmalıdır. Bu anlaşma, işlemin gerçek amacını saklamayı hedeflemelidir.
Mirasçıların zarar görmesi: Muris muvazaası işlemi sonucunda, mirasçıların miras hakları zarar görmelidir.
Miras bırakanın kasıt ve iradesi: Miras bırakanın, malını veya hakkını devrederken veya gizlerken, mirasçıları zarara uğratma amacı güderek bu işlemi gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Muris muvazaası işleminden önce mirasçılık sıfatının bulunması: İşlem gerçekleştirilmeden önce, mağdur tarafın mirasçılık sıfatına sahip olması gerekmektedir. İşlemin gerçekleştirildiği sırada mirasçı olmayan kişilerin muvazaalı işlemden zarar görmesi durumunda muris muvazaası söz konusu olmaz.
Muvazaa olmadığı her türlü delille ispat edilebilir. Özellikle işlemi yapan kişiler arasındaki geçmiş tarihli ve resmi senetler, tanıkların anlatımları ve diğer delillerle muvazaanın olmadığını ispat etmek mümkündür.