Ziynet Alacağı Davası

Ziynet alacağı davası hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.

Ziynet Eşyası Nedir?

Ziynet eşyası, evlilik birliğinin kurulmasıyla gelin ve damada takılan takılar ile verilen hediyelerdir. Düğünde takılan kolye, bilezik, küpe, yüzük, saat, bileklik, takı seti, gerdanlık ile çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını da ziynet eşyasıdır. Bu ziynet eşyaları dışında düğünde taraflara takılan nakit para, döviz ve taşınmazlar da düğün takısı olarak kabul etmektedir.

Ziynet eşyalarının taraflara düğünlerinde takılmış olması şart değildir. Bu kapsamda tarafların sözlenmeleri, nişanlanmaları, resmi nikah merasimleri, düğünleri ve hatta düğün sonrasında aile ziyaretlerinde takılan takılar da ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.

Düğünde Takılan Ziynetler Kimindir

Düğünde Takılan Ziynetler Kimindir?

Ziynet eşyalarının kime ait olduğu konusunda kanunlarımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konu Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiştir. Yargıtay, geçmiş yıllardaki değerlendirmelerinde evlilik birliğinin kurulması esnasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından ve kime takılmış olursa olsun kadının kişisel malı olarak kabul ediyordu. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2020 yılında yapmış olduğu bir değerlendirme ile düğünde takılan takılara “kadına özgü” kriterini getirmiştir.

Sadece kadın tarafından kullanılabileceği kabul edilen eşyalar kadına özgü kabul edilmektedir. Bu kapsamda bilezik, kolye küpe, set gibi ziynetler kadına özgü ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Çeyrek altın, gram altın, tam altın gibi ziynet eşyaları ise kadına özgü olmayan ziynet eşyaları arasında yer almaktadır.

İfade etmek gerekir ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlar, tüm mahkemeler bakımından bağlayıcıdır. Bu sebeple ziynet eşyalarının kime ait olduğu konusunda değerlendirme yapılırken “kadına özgü” olup olmadığına göre değişiklik gösterecektir. Bu sebeple düğünde takılan ziynet eşyaları kimindir sorusuna cevap verirken, kadına takılan bilezikler kimindir, kadına takılan çeyrek altınlar kime aittir, düğünde takılan paralar kimindir ve düğünde erkeğe takılan takılar minidir sorularına ayrı ayrı cevap vermek gerekir.

Kadına Takılan Bilezikler Kimindir?

Bilezik, kolye, küpe, bileklik gibi takılar, kadına özgü ziynet eşyaları arasındadır. Bu sebeple kadına takılan bilezikler kadının kişisel malıdır. Kadına takılan bileziklerde erkeğin hukuken hiçbir hakkı bulunmamaktadır. Kadın, kişisel malı olan bileziklerin evlilik birliği içerisinde erkek tarafından harcandığını ispat ederek iadesini talep edebilir.

Kadına Takılan Çeyrek Altınlar Kime Aittir?

Çeyrek altın, tam altın, gram altın gibi ziynet eşyaları, kadına özgü olmayan ziynet eşyalarıdır. Kadına özgü olmayan bu ziynet eşyalarının kime takıldığı önemlidir. Nitekim bu ziynet eşyaları kadına takılmışsa kadının kişisel malı; erkeğe takılmışsa erkeğin kişisel malı olarak kabul edilmektedir. Kadına özgü olmayan bu ziynetlerin, hangi eşe takıldığı tespit edilemiyorsa eşlerin paylı mülkiyetlerinde olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla eşler, kime taktığı tespit edilemeyen ziynet eşyalarında yarı yarıya hak sahibidir.

Düğünde Takılan Paralar Kimindir?

Düğünde taraflara takılan nakit paralar ve dövizler de düğün takısı olarak kabul edilmektedir. Düğünde takılan nakit paralar ve dövizler de kadın özgü olmayan eşyalar arasındadır. Bu sebeple bu takıların kadına mı yoksa erkeğe mi takıldığı önemlidir. Nakit para kadına takılmışsa kadının kişisel malıdır. Ancak nakitler erkeğe takılmışsa erkeğin kişisel malıdır. Bu takıların hangi eşe takıldığı tespit edilemiyorsa eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilir ve eşlerin bu takılarda yarı yarıya hak sahibi olur.

Düğünde Erkeğe Takılan Takılar Kime Aittir?

Düğünde erkeğe takılan takılar, erkeğin kişisel malıdır. Örneğin erkeğe takılan kol saati erkeğin kişisel malıdır. Yine erkeğe takıldığı açık olan çeyrek altın, yarım altın ve nakit paralar da erkeğin kişisel malı olarak kabul edilmektedir. Bu takılarda kadının herhangi bir hak talebinde bulunabilmesi mümkün değildir.

Ziynet Alacağı Davası Nedir?

Ziynet alacağı davası, düğünde takılan ziynet eşyalarının iade edilmesi amacıyla açılan bir istihkak ve alacak davasıdır. Bu davalarda mahiyeti itibariyle öncelikle bir malın iadesi talep edilir. Malın iadesinin sağlanamaması durumunda ise parasal karşılığının ödenmesi istenir. Bu sebeple ziynet alacağına davası, mahiyeti itibariyle hem bir istihkak hem de bir alacak davasıdır.

Ziynet alacağı davasının açılabilmesi için tarafların boşanmış olması veya aralarında bir boşanma davasının bulunması gerekmemektedir. Bu sebeple taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği dönemde dahi ziynet alacağı davası açılması mümkündür. Boşanma sürecine giren eşler, boşanma davası içerisinde ziynet alacağı davası açmaktadır. Ancak ziynet alacağına dair davalar, mahiyeti itibariyle boşanma davasından ayrı davalardır. Bu sebeple bu davaların ayrıca açılması çok daha isabetli olacaktır.

Ziynet Alacağı Davasını Kim Açar

Ziynet Alacağı Davasını Kim Açar?

Ziynet alacağı davasını, elinden rızası dışında ziyneti alınan eş açabilir. Bu kapsamda ziynet alacağı davasını hem kadın hem de erkek eş açabilir. Ancak uygulamada bu davaların büyük çoğunlukla kadın eş tarafından açılmaktadır. Davayı açan eş, davacı konumunda olacaktır.

Ziynet alacağı davası, davalı eş ile birlikte işbirliği yapan üçüncü kişilere karşı da açılabilir. Bu kapsamda ziynet alacağı davasının, kayınvalideye, kayınpedere ve diğer kayın hısımlarına karşı açılması da mümkündür.

Erkek Ziynet Eşyası Alacağı Davası Açabilir Mi?

Yukarıda da belirtildiği üzere erkeğe takılan ziynet eşyalarından kadına özgü olanlar erkeğe takılsa dahi kadına aittir. Erkek, kadına özgü ziynet eşyalarını talep edemez. Çünkü bunlar kadının kişisel malı niteliğindedir. Fakat erkeğe takılan tam altın, yarım altın, çeyrek altın gibi ziynetler kadına özgü olmadığı için erkeğe ait olacaktır. Bu nedenle erkeğe takılan bu tür değerler üzerinde erkek tarafı da hak sahibidir.

Eşlerin evlilik birliği içinde birikim amacıyla almış oldukları altınlarda her iki tarafın da yasal hakları vardır. Bu hakların mal rejiminin tasfiyesi davasında katılma alacağı olarak talep edilmesi gerekir.

Evden Ayrılan Kadın Ziynet Eşyası İsteyebilir Mi?

Yargıtay kararına göre ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması muhafaza edilmesi hayatın müşterek hayat tecrübelerinin bir sonucudur. Aynı zamanda ziynet eşyaları, kolayca taşınabilecek ve götürülebilecek eşyalardır. Bu sebeplerle evden kendi isteği ile ayrılan ve aile konutunu terk eden kadının, giderken ziynet eşyalarını yanında götürdüğü kabul edilir. Bu durumun aksini ispat yüküyse davacı kadına aittir. Bu sebeple evden ayrılan kadının ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını ve evden ayrılırken de yanında bulunmadığını tereddütsüz şekilde ispat etmesi gerekir. Bu hususun ispat edilmesi durumunda kadın, evden kendi isteği ile ayrılmış olsa dahi ziynet eşyalarının iadesini talep edebilir.

Ziynet Alacağı Davası Nasıl Açılır?

Ziynet alacağı talepleri boşanma davasıyla beraber ileri sürülebileceği gibi boşanma davası kesinleştikten sonra ayrı bir dava açılarak da ileri sürülebilir. Ziynet alacağını talep eden taraf, ziynet eşyalarının cins ve miktarlarını bildirmeli ve bu ziynet eşyalarıyla ilgili delilleri göstermelidir. Bu davalarda tarafların düğün fotoğrafı, video kayıtları, tanık ve benzeri deliller büyük önem taşımaktadır. Bu delilleri de içeren dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ve harçlarının yatırılmasıyla ziynet alacağı davası açılmış olur.

Ziynet alacağı davalarında, ziynet eşyalarının mümkünse aynen mümkün değilse parasal karşılığı olarak istenilmesi gerekir. Açılacak davada öncelikle ziynet eşyalarının aynen, olmaması halinde parasal karşılığının istenilmesine terditli dava denilmektedir. Bu tür durumlarda mahkemeden talepler kademeli olarak istenilmekte ve ortaya çıkacak hak kayıpları da engellenmektedir.

Ziynet Alacağı Ücretleri?

Ziynet Alacağı Davası Avukatlık Ücreti Nedir?

Avukatlık ücreti; Avukatlık Kanununa göre avukat yapacağı işin karşılığında kazanacağı ücrettir. Bu ücret, her yıl yayınlanan Avukatlık Asgari Ücretinden düşük olmayacak şekilde avukat ile müvekkil arasında serbestçe belirlenir. Avukatlık asgari ücret tarifesine göre ziynet alacağı davalarında avukatların 9.200-TL altında bir ücret almaları yasaktır. Bu kapsamda ziynet alacağı davasında avukatlık ücreti 9.200-TL’nin üzerinde olacak şekilde avukat ve müvekkili arasında serbestçe kararlaştırılır.

Ziynet Alacağı Dava Masrafı Nedir?

Dava harçları Adalet Bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Uyuşmazlığın niteliğine bağlı olarak harç tutarları değişiklik göstermektedir. Ziynet alacağı davaları nispi harca tabidir. Nispi harca tabi olarak açılan davalarda harç miktarı, davanın değerine göre belirlenir. Davanın değeri yükseldikçe mahkemeye ödenecek harç miktarı da artar. Ziynet alacağına dair davalarda dava masrafı ilk açıldığı tarihte yaklaşık olarak 1.500-TL’dir.

Ziynet Alacağı Davası Nasıl İspat Edilir

Ziynet Alacağı Davası Nasıl İspat Edilir?

Ziynet alacağı davası davacının, öncelikle ziynet eşyalarının özelliklerini ispat etmesi gerekir. Ziynet eşyalarının özellikleri, düğün fotoğrafları ve düğün videoları ile rahatlıkla ispat edilebilir. Yine taraflar arasındaki whastapp konuşmaları, tanık anlatımları da ziynet eşyalarının özelliklerini ispat etmekte kullanılan delillerdendir. Sunulacak fotoğraf ve videolar ile diğer deliller, mahkeme tarafından görevlendirilecek kuyumcu bilirkişi tarafından incelenir. Yapılan inceleme sonucunda ziynet eşyalarının tüm özellikleri ve değerleri tespit edilerek bilirkişi raporu şeklinde mahkeme dosyasına sunulur.

Ziynet alacağı davasında ispat edilmesi gereken bir diğer durum ise ziynet eşyalarının davalı eşte olduğudur. Davacı eşin, düğün takılarının davalı eşte olduğunu ispat etmesi şarttır. Bu husus mahkemeye bildirilecek tanıkların anlatımları veya tarafların kendi aralarındaki konuşma kayıtlarıyla ispat edilebilir.

Medeni Kanunun 222. maddesinde bir malın eşlerden birisine ait olduğunu iddia eden tarafın iddiasının ispat ile yükümlü olduğu kabul edilmiştir. Hükmün ikinci fıkrasında ise, “Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır” denilmektedir. Ziynet eşyasının kime ait olduğu kime takıldığı düğün fotoğrafları veya videolarıyla net bir şekilde belli olabilir ve bunlar ispat için kullanılabilir. Bu hususlar ispat edilemiyorsa ziynet eşyaları tarafların paylı mülkiyetinde sayılır.

Ayrıca taraflardan birinin ziynetlerin geri istenmemek üzere veriliğini iddia etmesi durumunda bunu iddia ve ispat etmedikçe bunları alan iade etmekle yükümlüdür.

Ziynet Alacağı Davasında Görevli Mahkeme

Ziynet alacağına dair uyuşmazlıklar aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardandır. Bu sebeple ziynet alacağı davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara Asliye Hukuk Mahkemelerinde Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılır.

Ziynet Alacağı Davasında Yetkili Mahkeme

Ziynet alacağı davalarında yetkili mahkeme ise genel yetki kuralları doğrultusunda belirlenir. Bu sebeple ziynet alacağı davalarının davalının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerekir.

Ziynet Alacağı Davasında Zamanaşımı

Ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde nakden iadesi talep edilir. Bu sebeple bu davalar, malın aynen iadesi bakımından istihkak davası niteliğindedir. İstihkak davaları, mülkiyet hakkına dayanır. Bu davalarda ise zamanaşımı olmaz. Dolayısıyla ziynet eşyalarının aynen iadesi durumunda zamanaşımı bulunmamaktadır.

Ziynet alacağı davasında, ziynetlerin bedelinin ödenmesine dair talepler ise alacak davası niteliğindedir. Bu sebeple bu davalar bakımından 10 yıllık zamanaşımı mevcuttur. Zamanaşımı boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.

Ziynet Alacağı Davası Dilekçe Örneği

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine

Davacı: A. A. (T.C. Kimlik No: 11111111111)

Adres : ….. /İstanbul

Davalı: B. B. (T.C. Kimlik No: 22222222222)

Adres : ….. /İstanbul

Konu: Ziynet Alacağı Davamdır.

Açıklamalarım:

Davalı ile …. Tarihinde evlendik. Gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddetler sonucunda evden ayrılma kararı aldım ve İstanbul … Aile Mahkemesinin 2023/… E. sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açtım. Bu hususun ispatı bakımından boşanma dava dosyasının celbini talep ederim.

Düğünümüz … tarihinde yapıldı. Düğünümüzde ….. ziynet eşyaları takıldı. Bu hususun ispatı bakımından düğün fotoğraflarını ve videolarını sunuyor ve bilirkişi marifetiyle çözümünün alınmasını talep ediyorum.

Düğünde takılan ziynet eşyaları davalıdadır. Davalı, ziynet eşyalarımı iade etmemektedir. Bu sebeple ziynet eşyalarımın iadesi davası açmak zorunluluğu hasıl olmuştur.

Deliller: Nüfus kayıtları, boşanma dava dosyası, düğün merasimi esnasında çekilen fotoğraf ve videolar, tanık, bilirkişi, yemin, whatsapp konuşmaları.

Talep Sonucu: Yukarda açıklanan sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, ziynet eşyalarının aynen iadesine, ziynetlerin bulunmaması halinde bedeli olan ….. TL’nin faiziyle beraber davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ederim.

Saygılarımla,

Davacı A.A.

(İmza)

Ziynet Alacağı Davası Yargıtay Kararları

Kadına özgü kişisel ziynet eşyaları, aksine örf adet kuralı bulunmuyorsa kadının kişisel malıdır.

Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK mad. 1, 6, 220/1-1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 sayılı kararı). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.

Somut olayda, varlığı ispatlanan tel bilezik ve işlenmiş bilezikler kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan gremse, reşat, tam, yarım, çeyrek, gram altınlar ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğu ispat edilememesi halinde onların eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/949 E., 2020/5378 K. 24.09.2020 T.

Ziynet alacağı davalarında düğün fotoğrafları ve düğün videoları üzerinden bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekir.

Davacı kadın dava dilekçesinde ziynet alacağı talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 30.000 TL ziynet alacağına hükmedilmiştir. Ziynet alacağı davalarında bilirkişi tarafından raporun, kadın tarafından talep edilen tüm ziynetlerin dava tarihi itibariyle bedelleri hesaplanarak bunlardan hangilerinin sunulan delillerle (düğün CD’si, düğün fotoğrafı ya da ispata yarar başkaca bir delille) varlığının tespit edildiği de ayrı ayrı belirtilmek suretiyle düzenlenmesi gerekir.

Ne var ki eldeki davada ziynetler yönünden alınan rapor açıklanan unsurları ihtiva etmediği gibi, sadece kadının talebi doğrultusunda hesaplama yapılmış, sunulan delillerden özellikle düğün CD’si dikkate alınmaksızın, ya da alındı ise de bu husus rapora yansıtılarak hazırlanmış, denetime elverişli bir rapor alınmadan ziynete yönelik karar verilmiştir.

Hal böyle iken mahkemece açıklanan sebepler dikkate alınarak ve düğün CD’si ve fotoğraf üzerinde ayrıntılı inceleme yapılmak suretiyle dosyada ziynetlere yönelik denetime elverişli ayrıntılı rapor alınıp, iddia, savunma ve tanık ifadeleri de değerlendirilmek suretiyle ziynet alacağı hakkında denetime elverişli olacak nitelikte gerekçeyi içeren bir karar vermek gerekir”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7475 E., 2021/7232 K. 13.10.2021 T.

Ziynet alacağı davalarında zamanaşımı 10 yıldır.

Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara el atmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir.

Dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise istem tazminata ilişkin olduğundan Borçlar Kanununun 125.maddesinde belirlenen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Borçlar Kanununun 132.maddesinin dikkate alınması gerekir.

Önemle belirtmek gerekir ki, 4721 sayılı TMK.nun 178.maddesinde belirlenen zamanaşımı süresi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarına ilişkindir. Örneğin maddi ve manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası davaları gibi. Ziynet alacağı davalarında bu maddede yazılı zamanaşımı süresinin uygulanmasına hukuken imkan bulunmamaktadır.

Olayımıza gelince; Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının 22/01/2009 tarihinde kesinleştiği, bir yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, az yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler karşısında, davanın zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak kabulü mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece, on yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/14164 E., 2013/7518 K. 29.04.2013 T.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Sayfayı Kopyalayamazsınız.