İş kazası nedeniyle tazminat davası hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.
- 1. İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?
-
2.
İş Kazası Sayılan Haller Nelerdir?
- 2.1. İşverene ait işyerinde çalışırken işçinin maruz kaldığı her türlü bedensel zararlar
- 2.2. İşçinin iş sözleşmesi ile bağlı olduğu işyerinde değil de iş nedeniyle görevlendirildiği başka bir yerde yaralanmış veya ölmüş olması
- 2.3. Emziren kadın işçinin emzirme saatinde meydana gelen yaralanma ve ölme durumu
- 2.4. İşçinin bağımsız şekilde ancak işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş için çalışması anında meydana gelen yaralanma ve ölme
- 2.5. Kimler Tazminat Talep Edebilir?
- 2.6. İstenebilecek Zararlar Nelerdir?
- 2.7. Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?
- 2.8. İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme
- 2.9. İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
- 2.10. İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında İş Kazasının Tespiti
- 2.11. İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Zamanaşımı
İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?
İş kazası nedeniyle tazminat davası, işçinin çalıştığı işyerinde gerçekleştirdiği iş sebebi ile yaralanması halinde işverene karşı belli bir miktar tazminat talebiyle açtığı davadır. İş kazası nedeniyle tazminat davası işçinin kaza nedeniyle ölümü halinde mirasçıları tarafından da açılabilmektedir. Bu tazminat davası ile iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulabilmektedir. İş kazası nedeniyle tazminat davası eğer alt işveren var ise bu durumda hem ona hem de asıl işverene karşı açılabilmektedir.
İş kazası nedeniyle tazminat davası işverenin işçiyi gözetme borcunun bir sonucudur. İşveren, çalıştırdığı işçiye güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmakla yükümlüdür. İşyerinde bir iş kazası gerçekleştiğinde işveren, bu yükümlülüğünü yerine getirememesi sebebiyle sorumlu olur. Bu sebeple iş yerinde yaşanacak bir iş kazası olması durumunda bu kaza sonucu oluşan zararın tazmin edilmesi gerekir.
İş Kazası Sayılan Haller Nelerdir?
İş kazası sayılan 5 tane hal bulunmaktadır ve bu hallerin gerçekleşmesi halinde iş kazası nedeniyle işçiye tazminat davası açma hakkı doğabilmektedir.
İşverene ait işyerinde çalışırken işçinin maruz kaldığı her türlü bedensel zararlar
İşçi işverene ait işyerinde çalışırken bir zarara uğramışsa iş kazası nedeniyle tazminat davası açabilmektedir. İşçinin nasıl yararlandığı ya da öldüğü tazminat istemi için önem teşkil etmemektedir ancak olay işçinin iş sözleşmesi ile bağlı olduğu işyerinde gerçekleşmelidir. Bazı durumlarda somut olaya göre işyerinde geçirilen kalp krizleri, beynin kanamaları da iş kazası olarak kabul edilebilmektedir.
İşçinin iş sözleşmesi ile bağlı olduğu işyerinde değil de iş nedeniyle görevlendirildiği başka bir yerde yaralanmış veya ölmüş olması
İşverene bağlı olarak çalışan işçinin görevi sebebiyle işyerinden başka yere gönderilmesi ve bu süreçte bir zarar meydana gelmesi durumunda da iş kazası gerçekleşmiş sayılır ve iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Emziren kadın işçinin emzirme saatinde meydana gelen yaralanma ve ölme durumu
Doğum yapmış olan kadın işçi bakımından İş Kanunu nedeniyle emzirmek ve çocuğuna süt vermek amacı ile ayrılmış zamanları bulunur. Bu zamanda yaralanması veya ölmesi de iş kazası kabul edilmekte ve tazminat davasına konu olabilmektedir.
İşçinin bağımsız şekilde ancak işveren tarafından yürütülmekte olan bir iş için çalışması anında meydana gelen yaralanma ve ölme
İşçi, işveren tarafından yürütülmekte olan iş için kendi hesabına ve adına bu işi görüyor olabilir. Bu durumda da işin yapılması sırasında meydana gelen yaralanma veya ölümler iş kazası olarak kabul edilebilmekte ve iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir.
İşçinin işe ulaşımı sırasında işe gidip gelirken kaza gerçekleşmesi ve yaralanması yada ölmesi durumunda da iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir.
Ancak bu durumda işçinin işe gidip gelmesinde kullandığı araç işveren tarafından tahsis edilmiş olmalıdır. Kişinin kendi arabası ya da toplu taşıma ile işe ulaşımı sırasında yaralanması ve kaza geçirmesi iş kazası kapsamında değerlendirilmemektedir.
Kimler Tazminat Talep Edebilir?
İş kazası nedeniyle tazminat davasını iş kazasına uğrayan işçi açabilmekte ve böylece maddi manevi tazminat talep edebilmektedir. İşçi ağır bedensel zarara uğramış veya hayatını kaybetmiş ise iş kazası nedeniyle tazminat talep etmeye yetkili kişiler işçinin yakınlarıdır.
İstenebilecek Zararlar Nelerdir?
İşçinin iş kazası sonucunda ağır bir bedensel zarara uğraması veya ölmesi halinde zarar gören işçi ya da yakınları tarafından manevi tazminat talebinde bulunur. Hâkim iş kazası nedeniyle manevi tazminat olarak zarar gören işçi veya yakınlarına işveren tarafından uygun bir paranın ödenmesine hükmedebilmektedir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde bazı kriterler dikkate alınır. Buna göre; somut olayın özellikleri, tarafların maddi durumları, olaydaki tarafların kusur oranları ve kusurlarının dereceleri, kaza nedeniyle meydana gelen manevi acı ve ızdırabın büyüklüğü ve son olarak paranın satın alma gücü manevi tazminat miktarının değerlendirilmesinde esas alınan kriterlerdendir. Ödenmesine hükmedilen manevi tazminat miktarı işverenin ödeyebileceği tutarda olmalı ve tazminat talebinde bulunan işçi ya da yakınlarını da zenginleştirmemelidir.
İş kazası geçiren işçi manevi tazminat davası açarak uğradığı ruhsal zararın tazmininin işveren tarafından giderilmesini isteyebilir. Aynı şekilde işçinin iş kazası sonucunda ölümü ihtimalinde yakınları da manevi tazminat davası ile psikolojilerinin olumsuz yönde etkilenmiş olması sebebiyle tazminat isteminde bulunabilirler. Yargıtay da yerleşik içtihatlarında bu yönde kararlar vermektedir.
Eğer iş kazası nedeniyle işçi yaralanmış ve bedensel zarara uğramışsa maddi tazminat talep edilebilmektedir. Bu durumda tedavi masraflarını, iş görememesi nedeniyle oluşan zararları işverenden talep edebilmektedir. Eğer sürekli iş göremezlik söz konusu ise bu durumda da kalıcı iş göremezlik ve yaralanma nedeniyle olan işçinin kazanç kayıpları ve çalışma gücü kayıpları talep edilebilmektedir. Bu durumda maddi tazminat miktarı kalıcı bedensel zararın tespit edildiği doktor raporuna göre belirlenir. İşçinin tedavi giderleri ve tedavi nedeniyle bu süreçte yapılan masraflar maddi tazminat olarak işverenden talep edilebilmektedir. İşçi ekonomik geleceğinin de zarara uğraması söz konusu olduğu için bundan doğan zararlarının karşılanmasını da talep edebilir.
Eğer iş kazası nedeniyle işçi hayatını kaybetmiş ise bu durumda işçinin yakınları maddi tazminat talebinde bulunabilir. İşçinin ölümü halinde yakınları; cenaze masrafları, işçinin ölmeden önceki hastane ve tedavi masrafları ile çalışma gücünden yoksun kalması nedeniyle oluşan zararları talep edebilirler.
Destekten yoksun kalma tazminatı da işçinin yakınları tarafından işverenden talep edilebilir. İşçinin destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek yakınları sınırlı olarak sayılmamıştır. İş kazası nedeniyle işçinin hayattayken destek verdiği herkes destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
“Kıdem Tazminatı” yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?
İş kazasında nedeniyle tazminat davasında tazminat miktarı, mahkeme bilirkişi raporu ile belirlenmektedir. Maddi tazminat miktarı hesaplanırken esas alınması gereken hususlar; işçinin aylık ücreti, işçinin yaşı, muhtemel yaşam süresi, işçinin maluliyet oranı ve işveren ile işçinin iş kazasının yaşanmasındaki kusur dereceleridir. İş kazası nedeniyle belirlenen tazminat miktarları her dava bakımından değişiklik göstermektedir.
İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme
İş kazaları nedeniyle tazminat davası açılması bakımından görevli olan mahkeme iş mahkemesidir. İş kazaları için genel yetkili mahkeme davalının dava açılacağı tarihteki yerleşim yerindeki iş mahkemesidir. Eğer davalı birden fazla kişi ise bu durumda davalılardan birinin yerleşim yeri iş mahkemesi yetkilidir. İş kazasının meydana geldiği yer iş mahkemesi de iş kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkilidir.
İş Mahkemeleri Kanunu’na göre iş kazası nedeniyle tazminat davasında yetkili mahkemelerden bir diğeri zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesidir.
İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında İş Mahkemelerinde açılacak diğer davalardan farklı olarak arabulucuya başvurmuş olmak dava şartı değildir. Zarar gören işçi arabuluculuk yolunu tüketmeden de İş Mahkemesinde dava açabilecektir. Dava dilekçesi mahkemeye ulaştıktan sonra mahkeme yoğunluğuna göre uygun bir süre içinde ilk duruşmayı yapacaktır.
İş kazası nedeniyle açılan tazminat davasının süresi somut deliller ve olaya göre değişiklik gösterebilmektedir. Davanın daha uzun ya da kısa sürmesine sebep olan etkenlerden biri iş kazası nedeniyle işçinin yaralanmış olması ya da hayatını kaybetmiş olması farkından dolayıdır. İşçinin iş kazası sonucunda yaralanması halinde açılan tazminat davası işçinin ölümü nedeniyle açılan tazminat davasından uzun sürmektedir. Çünkü işveren tarafından işçinin maluliyet oranına itiraz edilmesi durumunda bunun incelenmesi ve benzeri durumlar tazminat davasının süresini uzatmaktadır.
Özellikle işçinin ölümü durumunda yakınları tarafından açılan tazminat davalarında sürecin çok uzun olması sebebiyle hak kaybı yaşanması mümkündür. Bunun önüne geçilmesi için iş hukuku avukatından destek alınması önem arz etmektedir.
Avukat Yaşar Öksüz’ün Milliyet’te yayınlanan yazılarını buradan okuyabilirsiniz.
İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davasında İş Kazasının Tespiti
İş kazası gerçekleştiğinde işveren Sosyal Güvenlik Kurumu’na bunu bildirmekle yükümlüdür. İşvereninin bildiriminin dışında işçi de iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirebilir. Bildirim üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından görevlendirilen müfettişler iş kazasının olup olmadığını, işçi ve işverenin iş kazasındaki kusurunu ve olayın detaylarını inceler ve bunun üzerine inceleme raporu hazırlar.
Görevlendirilen müfettişler olayın iş kazası olduğunu belirtirlerse bu durumda inceleme raporuna dayanarak işçi iş kazası nedeniyle maddi- manevi tazminat davası açabilmektedir. Eğer Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görevlendirdiği müfettişler inceleme raporunda iş kazası olmadığını belirtmişler ise bu durumda işçi hem işverene hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı iş kazasının tespiti davası açılabilir. Ancak tazminat ödemesi talep edilen Sosyal Güvenlik Kurumu değil işverendir.
SGK tarafından yapılan inceleme sonunda iş kazası olmadığı tespit edilmişse ancak diğer taraftan İş Mahkemesinde tazminat davası açılmışsa bu durumda işçinin SGK’ya ve işverene karşı iş kazasının tespiti davası açması gerekir. Tazminat davasına bakan mahkemenin ise bu dava bakımından iş kaazasının tespitini bekletici sorun yapması gerekir. Yargıtay da yerleşik içtihatlarında bu yönde kararlar vermektedir.
Dolayısıyla iş kazasının tespiti davası ile iş kazası nedeniyle tazminat davası birbirinden ayrı iki davadır ve bağımsızlardır. İş kazasının tespiti davası iş kazasının meydana gelmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır. İş kazasının tespiti davasında işçinin iş kazasına uğradığı tespit edilirse bu durumda maluliyet halinde olan işçiye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gelir bağlanır ve gelirin bir kısmı iş kazası nedeniyle açılan tazminat davasında talep edilen tazminat miktarından indirilir.
İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Zamanaşımı
İş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içinde iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilmektedir. İş kazası nedeniyle tazminat davası açma süresi olan 10 yıl zamanaşımı süresidir.
Eğer iş kazasındaki yaralanma veya ölüm nedeniyle bir ceza davası açılmış ise bu durumda artık iş kazası nedeniyle tazminat davası süresi yerine ceza davasının zamanaşımı süresi dikkate alınabilmektedir. Fakat açılan ceza davasındaki zamanaşımı süresi iş kazası nedeniyle tazminat davasının zamanaşımı süresi olan 10 yıldan daha kısa ise bu durumda artık ceza davası zamanaşımı süresi dikkate alınmamalı, zamanaşımı süresi 10 yıl olarak uygulanmalıdır.
İş kazası nedeniyle tazminat davasında eğer maluliyet kesin değilse ve artabilme ihtimali söz konusu ise bu durumda zamanaşımı süresi, kesin olarak düzenlenen son rapordan itibaren başlamaktadır.