Aldatılan kadının boşanırken hakları hakkında merak ettiklerinizi bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bizlere ulaşabilirsiniz.
- 1. Aldatma Nedeniyle Boşanma
-
2.
Aldatılan Kadının Boşanırken Hakları
- 2.1. Aldatılan Kadın Çocuğun Velayetini Alabilir Mi?
- 2.2. Aldatılan Kadın Çocuk Nafakası Alabilir Mi?
- 2.3. Aldatılan Kadın Yoksulluk Nafakası Alabilir Mi?
- 2.4. Aldatılan Kadın Tedbir Nafakası Alabilir Mi?
- 2.5. Aldatma Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat
- 2.6. Aile Konutunun Kadına Tahsisi
- 2.7. Geçici Velayet
- 2.8. Aldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımı
- 2.9. Aldatılan Kadının Ziynet Alacağı Davası
- 2.10. Aldatılan Kadının Mehir Alacağı
- 3. Aldatılan Kadının Hakları
Aldatma Nedeniyle Boşanma
Medeni Kanunda düzenlenen boşanma nedenlerinden ilki aldatmadır. Aldatılan eş, Kanun’da zina başlığı altında düzenlenmiş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir. Aldatma nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, diğer eşin başka biriyle cinsel birliktelik yaşaması gerekir. Aldatılan eşin bunu destekleyecek otel konaklama kayıtları, kamera kayıtları, fotoğraf, tanık anlatımı gibi güçlü delilleri varsa aldatma nedeniyle boşanmaya karar verilir. Bu davanın ispat edilmesi durumunda aldatılan kadının boşanırken haklarını tespit etmek mümkündür.
Aldatılan eş, aldatma olayının gerçekleştiğini öğrendikten itibaren altı ay içinde ve her halde aldatmanın üstünden beş yıl geçmeden boşanma davasını açmalıdır. Bu süreler geçtikten sonra aldatma nedeniyle boşanma davası açılması mümkün değildir. Aynı şekilde aldatılan eş, karşı tarafı affetmişse onun da aldatma nedeniyle boşanma davası açamayacağı kanunda düzenlenmiştir.
Aldatılan Kadının Boşanırken Hakları
Boşanma davalarında her iki tarafa da tanınan belli haklar vardır. Bu hakların bazıları boşanmadaki kusurlarından bağımsız, bazıları ise boşanmadaki kusurlarına bağlı olarak kazanıp kazanmadıkları haklardır. Aldatılan kadın çoğunlukla boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu taraf olarak kabul edilir. Dolayısıyla aldatılan kadın, boşanırken kusurdan bağımsız hakların yanında boşanmada daha az kusurlu veya kusursuz olmaya bağlanan haklara sahiptir. Bu kapsamda aldatılan kadının boşanırken hakları şunlardır;
Aldatılan Kadın Çocuğun Velayetini Alabilir Mi?
Velayet, anne ve babanın çocukları bakımından sahip olduğu temsil yetkisidir. Velayetin kapsamına çocuğun bakım ve gözetimini, güvenliğini sağlamak, şahıs ve malvarlığı haklarını yönetmek gibi sorumluluklar girer. Evlilik birliğinin devamı boyunca velayeti anne ve baba birlikte kullanır. Ayrılık ve boşanma durumunda ise yine ortak velayet mümkün olmakla birlikte çocukların velayetinin anne veya babadan birine verildiğine de sıklıkla rastlanmaktadır.
Velayet konusunda hakim, eşlerin boşanmadaki kusur durumlarından bağımsız olarak karar verir. Zira velayetin kime verileceği, yalnızca çocuğun üstün menfaati gözetilerek karar verilmesi gereken bir durumdur. Çocuğun bakım ve gözetimi hangi ebeveyn tarafından daha iyi yerine getirilecekse velayet ona verilmelidir.
Aldatılan kadının boşanırken haklarının başında çocuğun velayetini alma hakkı gelmektedir. Bunun aldatma olgusuyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Nitekim hakim, eşini aldatan babanın, çocuğu daha iyi şartlarda yetiştireceğine kanaat getirmişse veya aldatılan annenin yanında çocuğun sağlığı, eğitimi, ahlaki değerleri olumsuz etkilenecek ise aldatan babaya da velayeti verebilir. Ancak ilerleyen aşamalarda velayetin kötüye kullanılması söz konusu olursa velayetin değiştirilmesi davası açılması da mümkündür.
Aldatılan Kadın Çocuk Nafakası Alabilir Mi?
Çocuk nafakası, ortak çocuğun velayetinin eşlerden birine bırakıldığı durumlarda gündeme gelir. Ortak çocuğun bakım, eğitim, gözetim, sağlık ve diğer zorunlu giderlerine katılması amacıyla velayet kendisine bırakılmayan anne veya baba aleyhine ödenmesine hükmedilen ekonomik durumu ile orantılı bir miktar paradır. Çocuk nafakasının hukuki karşılığı iştirak nafakasıdır.
Çocuk nafakasına hükmederken hakim, tarafların boşanmadaki kusur oranlarını dikkate almaz. Burada çocuğun giderlerinin karşılanması ve boşanma nedeniyle çocuğun yaşam standartlarının bozulmaması amaçlanır. Bu kapsamda hakim, velayet kendisine bırakılmayan anne veya babanın mali gücü ile orantılı bir nafakaya hükmedebilir. Dolayısıyla aldatılan kadının boşanırken haklarından bir diğeri de iştirak nafakası isteme hakkıdır.
Çocuğun velayeti aldatılan kadına verilmişse, aldatan babanın ekonomik durumu ile orantılı bir nafaka ödemesine hükmedilebilir. Ancak bunun aksi de mümkündür. Dolayısıyla hakim velayetin aldatan babada olmasının çocuğun menfaatine daha uygun olduğuna karar verdiyse aldatılan annenin çocuk nafakası ödemesi de gündeme gelebilir.
Aldatılan Kadın Yoksulluk Nafakası Alabilir Mi?
Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek eşe, diğer eş tarafından mali gücüyle orantılı şekilde ödenmesine hükmedilen bir miktar paradır. Diğer nafaka türlerinden farklı olarak yoksulluk nafakası talep edecek eşin boşanmada kusursuz veya eşinden daha az kusurlu olması gerekir.
Aldatılan kadının boşanırken haklarından bir diğeri de kendisi için yoksulluk nafakası talep etme hakkıdır. Aldatma nedeniyle boşanma davası açıldığında ve bunun sonucunda boşanmaya karar verildiğinde artık aldatan eşin tam kusurlu olduğu kabul edilecektir. Bu durumun sonucu olarak aldatılan kadın boşanma ile yoksulluğa düşecek ise onu aldatan eşinin ekonomik durumu ile orantılı bir miktar nafaka alabilir.
Aldatılan Kadın Tedbir Nafakası Alabilir Mi?
Çekişmeli boşanma davasında eşlerin barınması, geçimi, çocuklarının bakım ve korunması için hakim tarafından alınan önlemlerden biri de tedbir nafakasıdır.
Aldatma nedeniyle boşanma davası açıldığında bu davada hukuka uygun delillerin toplanması, gerekli araştırma ve incelemelerin yapılması çok uzun sürmektedir. İşte bu sürenin çok uzaması sebebiyle eşler ekonomik sıkıntıya girebilmektedir. Bu durumda boşanma kararı kesinleşene kadar eşlerden birine diğeri tarafından veya geçici velayet verilen tarafa ortak çocuk lehine ödenen nafakaya tedbir nafakası adı verilir.
Aldatılan kadının boşanırken hakları arasında tedbir nafakası isteme hakkı da yer alır. Tedbir nafakasına, bu yönde bir talebe ihtiyaç bulunmaksızın hakim tarafından kendiliğinden de hükmedilebilir. Tedbir nafakası alabilecek taraf boşanma davasının açılması sebebiyle boşanma sürecinde yoksulluğa düşecek eştir. Aynı şekilde tedbir nafakasına müşterek çocuk lehine hükmediliyorsa velayet hakkı sahibi taraf nafaka alacaklısı olacaktır.
Aldatma nedeniyle boşanma davasında ise her iki taraf da tedbir nafakası alabilir. Çünkü hakim tedbir nafakasına hükmederken ayrıca bir kusur değerlendirmesi yapmaz, sözgelimi aldatan eş de aldatılan eş de tedbir nafakası alabilir.
Aldatma Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat
Aldatılan kadının boşanırken haklarından biri de boşanmada tazminattır. Boşanma davalarında maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere iki tür tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat, boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu tarafın diğer taraftan talep edebildiği bir miktar para iken manevi tazminat talep edebilmek için eşin kişilik hakları saldırıya uğramış olmalıdır.
Bu kapsamda aldatma nedeniyle boşanma davasında aldatılan eşin karşı tarafın ekonomik durumu ile orantılı bir maddi tazminat talep edebileceği kabul edilmelidir. Bunun yanında aldatmanın kişilik hakkı ihlali oluşturmaktadır. Bu sebeple aldatılan eş lehine bir miktar manevi tazminata da hükmedilmesi gerekir.
Aile Konutunun Kadına Tahsisi
Aile konutu, eşlerin birlikte yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirdiği evdir. Medeni Kanuna göre boşanma davası açıldığında hakim aile konutunun kadına tahsisine karar verebilir.
Aldatılan kadının boşanırken hakları arasında aile konutunun kendisine tahsisini talep etme hakkı gelmektedir. Ancak aile konutunun kadına tahsisi başta olmak üzere diğer hakların tamamı çekişmeli boşanma davalarında uygulanmaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında ise taraflar, boşanmanın hukuki ve mali tüm sonuçlarında anlaştıkları için bu yönde kararlar verilmeyecektir. Bu durumlarda anlaşmalı boşanma şartlarını sağlayan eşlerin, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak mahkemeye başvurmaları gerekir.
Esasen aile konutunun kendisine tahsisini kusur değerlendirmesi yapılmaksızın her iki taraf da talep edebilir. Yargıtay’ın bu konuda talep yönünde karar verdiği görülmektedir. Bununla birlikte bu yönde bir talep olmasa da hakim geçici olarak aile konutunun bir tarafa tahsisine karar verebilir. Hakim, ortak çocuğun velayetini geçici olarak bir tarafa bıraktıysa çoğunlukla aile konutunu da o tarafa tahsis eder. Ancak bu durumun somut olayın şartlarına göre değerlendirilmesi gerekir.
Geçici Velayet
Geçici velayet, aile konutunun tahsisi gibi hakimin boşanma davası açıldığında alabildiği geçici önlemlerden biridir. Boşanma sürecinde çocuğun bakım ve gözetimi geçici velayet kendisine bırakılan ebeveyn tarafından sağlanır.
Aldatılan kadının boşanırken haklarından biri de geçici velayet isteme hakkıdır. Ancak geçici velayete çocuğun üstün menfaati doğrultusunda karar verilir. Bu kapsamda hakim, geçici velayete karar verirken eşlerin boşanmadaki kusurlarının değerlendirmesini yapmaz. Sözgelimi eşini aldatan babaya da geçici velayet verilebilir.
Aldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımı
Boşanmanın sonuçlarından biri eşlerin sahip oldukları mal varlıklarının paylaşılmasını isteme hakkıdır. Bu sürece boşanmada mal paylaşımı adı verilmektedir. Mal paylaşımı yapılması için tarafların boşanma davasından ayrı bir dilekçe ile mal paylaşımı davası açması gerekmektedir.
Mal paylaşımı eşlerin evlilik sözleşmesi ile aralarında kararlaştırdıkları rejime göre veya böyle bir anlaşma yapmamışlarsa kanuni mal rejimine göre yapılır.
Boşanma sonucu mal paylaşımında tarafların boşanma sebebinin veya tarafların kusurlarının kural olarak bir önemi bulunmamaktadır. Ancak bu konuda Medeni Kanunun 236. maddesinin 2. fıkrasında özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Kanundaki düzenlemeye göre zina nedeniyle boşanma veya hayata kast nedeniyle boşanmaya karar verilmesi durumunda, kusurlu eşin katılma alacağının kaldırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu sebeple aldatılan kadının boşanırken hakları arasında en önemlisi boşanmada mal paylaşımına olan etkisidir. Bu konuda aile hukuku alanında uzmanlaşmış bir boşanma avukatından destek alınması faydalı olacaktır.
Avukat Yaşar Öksüz’ün Milliyet’te yayınlanan yazılarını buradan okuyabilirsiniz.
Aldatılan Kadının Ziynet Alacağı Davası
Düğünde takılan ve küpe, kolye, bilezik gibi kadına özgü ziynet eşyaları boşanma halinde kadına ait kabul edilir ve bunların kendisine iadesi için kadın boşanma davasından bağımsız bir ziynet alacağı davası açabilir. Boşanma sonucu kadının ziynet alacağı davası açması için boşanmada kusursuz veya eşinden daha az kusurlu olması aranmaz.
Aldatılan kadının boşanırken hakları arasında ziynet alacağı davası açma hakkı da yer alır.
Aldatma nedeniyle boşanma davasının sonucunda da eşlerden her biri ziynet eşyası davası açarak ziynet eşyalarının kendisine iadesini talep edebilir. Aldatma nedeniyle boşanma sonucu açılacak ziynet alacağı davasında davacı taraf aldatılan kadın olabileceği gibi eşini aldatan kadın da bu davayı açabilir.
Aldatılan Kadının Mehir Alacağı
Eşlerin aralarında bir mehir senedi düzenlemiş olmaları durumunda kadın eş, boşanma davasında mehir talebinde bulunabilir. Ancak kadın eşin mehir alacağının mevcut olması aralarında hazırlayıp imzaladıkları mehir senedinin geçerli olmasına bağlıdır. Nitekim eşler arasındaki mehir senedi, Borçlar Kanunu uyarınca bir bağışlama sözleşmesi olarak değerlendirir ve bu sözleşmenin geçerlilik unsurlarını içeren mehir senedi ile kadın eş, boşanma davasında mehir talebinde bulunabilir.
Boşanan kadının mehir alacağını talep etmesinin de boşanmadaki kusuruyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Aldatma nedeniyle boşanma davasında da aldatma olgusunun kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın kadın eş, eşiyle arasında hazırlanmış geçerli mehir senedine dayanarak mehir alacağını talep edebilir. Dolayısıyla aldatılan kadının boşanırken hakları arasında mehir senedi varsa mehir alacağı talebinde bulunma hakkı olduğunu söylemek mümkündür.
Aldatılan Kadının Hakları
Aldatma nedenine dayalı olarak açılan boşanma davalarında aldatılan eşin kadın olması veya erkek olması bakımından bir ayrım bulunmamaktadır. Boşanma davalarında her iki eşe de tanınan bazı haklar mevcuttur. Bu hakların bazıları tarafların kusurundan bağımsız olarak kazanılırken bazılarının kazanımı ise kusura dayalı olarak belirlenmektedir. Aldatılan kadın çoğunlukla boşanmada kusursuz olan taraftır. Dolayısıyla aldatılan kadın, kusursuz olmayı gerektiren hakları da kazanacaktır Bu kapsamda aldatılan kadının velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.